Hatırlayanlarınız olacaktır; Japon sanatçı ve tasarımcı Yukiko Morita, gerçek ekmek kullanarak yaptığı “Pampshade” adlı el yapımı lambalarla ismini duyurmuştu. Çoğumuzun ilk kez pandemi zamanı deneyimlediği ekmek yapma işi, tasarımcının usta olduğu bir alan. Eskiden fırıncılık yapan Morita, çöpe gitmek üzere ayrılan ekmekleri nasıl değerlendirebileceğini düşünürken kendine has bir teknikle bu ekmekleri aydınlatmaya dönüştürmeye başlamıştı. Tasarımcı bu defa aynı tekniği saat yapmak için kullanmış ve NAAAAN time adlı bir saat tasarımına imza atmış.
Yenilebilir olanı ev için işlevsel bir nesneye dönüştürmek: NAAAAN time
NAAAAN time, yumuşak ve lezzetli görünen formuyla, kullanıcının zamanı daha sakin ve rahatlatıcı bir şekilde takip etmesini amaçlıyor. Saatte kullanılan NAAAAN ekmeğini yapabilmek için kullanılan malzemeler; un, tuz, maya ve şeker olarak sıralanmış. Ekmeğin çürümesini önlemek için dışını reçine ile kaplamış. Son olarak da saate akrep-yelkovan ve pil yuvası yerleştirmiş. Böylece Salvador Dalí’nin 1931 tarihli Belleğin Azmi (Eriyen Saatler olarak da anılır) isimli tablosundakileri andıran saatler ortaya çıkmış. Zaten Yukiko Morita’nın esin kaynağı da bu tablo imiş.
Her ekmeğin şekli farklı olduğundan her bir NAAAAN time farklı bir doku ve biçime sahip. Dış tabakadaki reçine, antibakteriyel ve mantar önleyici yapısıyla lambayı yıllarca koruyabilecek nitelikte.
Rakamlı bir kadranın olmaması ve zamanı kabaca göstermesi tasarımcıya göre bu saati daha da iyi kılıyor. Bunu şöyle ifade etmiş: “Naan’ın yumuşak formu gibi, ayrıntılar hakkında çok fazla şey söylemeden genel anlamında zamanı yaşamak ve sakin kalabilmek istiyorum.”
Görsel: Yukiko Morita