Eski binaların rölyefleri kendine hayran bıraktıracak güzellikte olur hep. O işçilik, derinlik, ifadeler ya da imgelerin içerisinde kaybolabilirsiniz. Günümüzde ise, her şey daha minimal olduğu için şehrin içerisinde bu kadar derinlik göremeyebiliyoruz. Geçmiş yıkılıyor ve şehirler hep birbiri üzerine yeniden inşa ediliyor. Mural sanatçıları ise bu noktada şehirleri sanatla iç içe geçiriyorlar. Mural sanatçısı Eron da onlardan biri. Dokunduğu yerleri tarihsel dokuyla kaplıyor adeta.
Eron’un muralları yapılara tipik olmayan detaylar ekliyor. Böylece tarihsel bir bağlam da kuruyor şehirle binalar arasında sanatçı. Mesela bir muralında duvarında çalıştığı köyün tarihine adıyor yaptıklarını ve 3 temmuz 1944’te İtalyan partizanlarının gerçekleştirdiği yıkıcı yangını hatırlatıyor. Kendisi de İtalyan olan sanatçı, özellikle Avrupa’da geçmişte yapılmış savaşlara ve yıkımlara referans vermeyi seviyor. Hatta çok uzak geçmişe dahi gitmiyor bazen, yakın geçmişte sanatçının gözünde hızla üzeri örtülen hikayelerle dolu çünkü.
Eron boşlukların içerisi ve dışarısından faydalanarak figürlerini çalışıyor. Çoğunlukla kuş türlerinin motiflerini kullanmayı tercih ediyor. Bazen rölyefimsi kabartmalı dokular yaratırken bazen de daha az gölgeli çalışıyor. Ama sanatçının özellikle gölge bilgisi yeterince başarılı. Bazı işlerini dikkatlice incelemezseniz gerçek mi değil mi diye ikileme düşebilirsiniz.