Dünya zaman zaman çeşitli felaket senaryolarına sarıyor. 2000’e girerek yaşanan Year 2K, Maya takvimine göre 21.12.2012’de beklenen dünyanın sonu gibi konularla toplu histeri krizleri yaşanabiliyor. Yeni konumuz da dünyanın kendi ekseni etrafında dönüşünün yavaşlıyor olması açıklamasıyla coşan dünya duracak rivayetleriydi. Nike’nin 28 Şubat itibariyle yayına giren son filmi, “Choose Go” da tam olarak bu konuyla dalgasını geçiyor.

“Dünya dursa ne olur?” sorusunu ele alan film, bu kötü haberin televizyonlardan duyurulmasıyla başlıyor. Evet, haber bültenlerinin geçtiği habere göre “Stopocalypse” gerçekleşmiş, dünya artık kendi etrafında dönmeyi bırakmıştır. Dünya aniden duruverdiğinde televizyon kanallarının hala yayın yapabiliyor ve günlük hayatın devam ediyor olmasını bir kenara bırakırsak, gayet de iddialı bir girişle başlıyor film.

Haberi izleyen genç bir kadın, tekerleğinde dönmekte olan hamsterına bakınca aklına bir fikir geliyor ve koşmaya başlıyor. Yolda gördüğü herkese de hadi diyerek onları da peşine takıyor. Bu akım dünya çapında yayılıyor ve Afrika’dan Asya’ya her yerde, herkes koşuya katılıyor. Forrest Gump’ın meşhur koşu sahnesini anımsatıyor. Amaç, aynı yöne doğru koşan bir kalabalık sayesinde dünyayı tekrar harekete geçirmek.

Filmin sonunda ise bu çılgın koşunun işe yaradığını öğreniyoruz. Yalnız küçük bir problem var: Dünya ters tarafa doğru dönmeye başlamış. Bu nedenle insanlar yeniden denemeye ve bu sefer de diğer yöne doğru koşmaya karar veriyor. Filmin ortalarında gördüğümüz herkes bir taraf giderken diğer yöne giden şaşkın koşucu da haklı çıkmış olmanın gururunu yaşıyor.

Film, elbette ciddi bir film değil, amacı gergin bir bilim kurgu ortamı sunmak da değil. Saçma bir fikirden yola çıkan bir parodi, eğlenceli bir “Tamam, olmaz ama ya olsa?” geyiği. Detaylarda çok komik anlar var. Üstelik Nike ve koşu ilişkisini 1:53 dakika işlemesiyle marka açısından oldukça etkili bir fikir.

Ünlü İsimler De Koşuyor

Film boyunca pek çok ünlü isim görüyoruz. Basketbol efsanesi Kobe Bryant, futbolcu Edinson Cavani, basketbolcu Giannis Antetokounmpo, bilim insanı Bill Nye, atlet Ge Manqi, jimnastikçi Simone Biles, Stranger Things’in Mike’ı Billy Hargrove bunlardan bazıları… Tüm bu yıldız insanları, diğer oyuncular ve yüzlerce figüranla bir araya getirip çekim için bir araya toplamak da hayli zorlu olmuş tabii…

Nike’den Rakamlarla Dolu Eğlenceli Açıklama

Nike’nin film hakkında yaptığı açıklama da hayli eğlenceli. Buna göre Bill Nye’ın, dünyanın yeniden hareket edebilmesi için her insanın ne kadarlık momentum katması gerektiğini tekrar tekrar hesaplamak istemesi ise çekimleri iyice geciktirmiş. Manqi ise kendini çeken drone’u sürekli olarak geçtiği için onun sahnelerinin de tekrar tekrar çekilmesi gerekmiş. Bunun dışında verilen başka komik ya da ilginç bilgiler de var. Örneğin:

• Gün ışığında çekim yapılabilmesi için gece koşan hayvanlar olan hamsterların 5 gün boyunca eğitilmesi gerekmiş.
• Giannis Antetokounmpo’nun bir duvardan fırladığı sahne için 4 adet duvar örülmesi gerekmiş. Önce alıştırma duvarında deneme yapan sporcu, sonra sahnenin hakkını verebilmiş.
• Kobe’nin bir süper kahraman edasıyla üzerindeki eşofmanı yırtıp basketbol üniformasıyla kaldığı sahne için 5 kez çekim yapılmış. Eşofman yüzlerce minik kopçayla tutturulduğundan her seferinde yeniden giyebilmesi için 2 kişinin 6 dakika boyunca uğraşması gerekmiş.
• Nye çekimlere 6 adet papyon getirmiş ve aralarda insanlara sürpriz papyon bağlama dersleri vermiş.
• Paris çekimlerinde Edinson Cavani’nin planları için 15 sokağın kapanması gerekmiş. Sokaklar her 15 dakikada bir insanların geçebilmesi için yeniden açılmış. Rivayete göre Cavani  her arada hayranlarına 100’den fazla imza dağıtmış.
• Nye’ın ve diğer spikerlerin parmaklarına giydiği el boyama, minyatür Nike React ayakkabıların yaratılması için 32 saat uğraşılmış.
• Filmin kahramanının kapı numarası: 6453. Telefon ekranında bu numarayı tuşlarsanız N-I-K-E oluyor. Aynı zamanda koşu efsanesi Steve Prefontaine’in de 3:54:6 ile yaptığı en iyi süre.

Görsel: YouTube