Yaratıcı bünyeler için günlük besin kaynağı
Cinsiyetçiliğin Ekmeğine Yağ Süren Davranışlara Son Verin

Cinsiyetçiliğin Ekmeğine Yağ Süren Davranışlara Son Verin

ELLE India'nın UnGender kampanyası cinsiyetçiliğe ve tacize; sütyen askısı, dekolte, mini etek gibi giysiler üzerinden yaklaşarak kadınların bu eşyalarla ilgili reflekslerine dikkat çekiyor.

Kadınların da erkeklerin de toplumdaki cinsiyetçi kalıplarla başı dertte. Son yıllarda özellikle kadının hissettiği baskıyı dile getiren kampanyalarla sık sık karşılaşıyoruz. Türk kadınlarının klişelerle dalga geçtiği Nike Women filmi gündemimizdeki tazeliğini korurken; kadınlara “kalıpları yıkın” çağrısında bulunan bir başka kampanya daha var karşımızda.

Ülkemizdeki dinamiklerle Hindistan’ınkiler birbirine büyük paralellik gösteriyor. Bunu daha önce de Ariel’in Share the Load kampanyasında görmüştük. Bu seferki Hindistan menşeli film #UnGender ise ELLE India ve WEvolve Global iş birliğiyle hazırlanmış. Ve Türk kadınlarının da oldukça iyi bildiği, büyük çoğunluğunun bizzat yaşadığı trajik bir duruma dikkat çekiyor.

“Let her be” mesajını taşıyan kampanyayı kadınlara yönelik şu sorularla masaya yatırabiliriz: Hiç sütyen askınızın göründüğünü fark edip kapattığınız oldu mu? Peki bir hemcinsinizin sütyen askısını görüp kapattığınız -ve belki sonrasında kendinizi bir azize gibi hissettiğiniz- oldu mu? Sütyen askınıza sorgusuz sualsiz el atıp, size iyilik yapmak adına kapatan bir arkadaşınız oldu mu? “Dekolten açılmış, bakıyorlar, ört” diye kaş göz yapan hemcinslerimizden tutun da eteğini robot gibi sürekli aşağı çekiştirenler Türkiye’nin alışılagelmiş manzaralarından değil midir? #UnGender filmi tacize, kadınların bu otomatiğe bağlanmış davranış kalıpları üzerinden dikkat çekiyor. Tacize direnen kadını, kendi davranış kalıplarına da direnmeye davet ediyor. Çoğu kadın bu davranış kalıplarını kendini ve hemcinslerini koruma amaçlı sergilediğini söyleyecektir. Ancak bunun üzerine bir durup düşünmek gerekiyor. Çünkü bu davranışlar kötü niyet taşımıyor olsa da sonuçta cinsiyetçiliğin ekmeğine yağ sürüyorlar. “Böyle giyinmişse tacizi hak eder” şeklindeki aşağılayıcı söylemlerle mücadele ediyorsak, bu söylemleri farkında olmadan teyit eden davranış kalıplarını da hayatımızdan çıkarmamız gerekmez mi?

ELLE gibi moda dergileri, cinsiyetçi kalıplar konusunda eleştiriyi hak eden mecraların başında geliyor belki ama bu ironiye rağmen film pek çok insan için zihin açıcı olabilir.

Görsel: Facebook