Yeni bir defnedilme konsepti
İtalyan tasarımcılar Anna Citelli ve Raoul Bretzel, insanların öldükten sonra bir ağacın altında toprak altına defnedilecekleri bir sistem kurgulamışlar. Projeye göre her kişinin ağacı o hayattayken dikiliyor. Kişi öldükten sonra da yakınları ve arkadaşları ağacın bakımını sürdürüyor. Böylece mezartaşları yerine ormanlık alanlara dönüşen mezarlıklarımız oluyor.
Bu arada bu proje bana Nazım Hikmet'in 27 Nisan 1953 tarihli Vasiyet şiirini anımsattı neden bilmiyorum…
Vasiyet
Yoldaşlar, nasip olmazsa görmek o günü,
Ölürsem kurtuluştan önce yani,
Alıp götürün
Anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni.
Hasan Beyin vurdurduğu
Irgat Osman yatsın bir yanımda
ve çavdarın dibinde toprağa çocuklayıp
kırkı çıkmadan ölen şehit Ayşe öbür yanımda.
Traktörlerle türküler geçsin altbaşından mezarlığın,
seher aydınlığında taze insan, yanık benzin kokusu
tarlalar ortamalı, kanallarda su
ne kuraklık, ne candarma korkusu
Biz bu türküleri elbette işitecek değiliz
toprağın altında yatar upuzun,
çürür kara dallar gibi ölüler
toprağın altında sağır, kör, dilsiz.
Ama bu türküleri söylemiştim ben
daha onlar düzülmeden
duymuştum yanık benzin kokusunu
traktörlerin resmi bile çizilmeden
Benim sessiz komşulara gelince,
şehit Ayşe'yle ırgat Osman
çektiler büyük hasreti sağlıklarında
belki de farkında bile olmadan
Yoldaşlar, ölürsem o günden önce yani,
-öyle gibi de görünüyor-
Anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni
ve de uyarına gelirse
tepemde bir de çınar olursa
taş maş da istemez hani….