Yaratıcı bünyeler için günlük besin kaynağı
Bring Back The Magic [Kristal Elma 2014]

Bring Back The Magic [Kristal Elma 2014]

​Kristal Elma 26'nın ilk gününde, merakla beklenen konuşmacılardan biri de Saatchi & Saatchi EMEA CEO'su ​Robert Senior'du.

Cadbury gorilini veya “Not Flash, Just Gordon” sloganını unutamayanlardansanız oturumu açıyorum.

Efsane kampanyaların yaratıcısı ve Saatchi & Saatchi EMEA CEO’su Robert Senior konuya şöyle giriyor:

Avrupa’nın en genç, en kalabalık çevrim içi nüfusu Türkiye’de. Bu, sihri geri getirmek için de heyecan verici bir fırsat. Sihri geri getirmeklten kasıt: Kaçırdığımız bir şeyleri tekrar yakalamaya çalışmak. Doğru fırsatları değerlendirebilmek, harcamamak. Gerekirse tüm kısıtlamalar içinde fırsat yaratmak. 

Bir sakız markası üzerine çalışmak kolay değildir mesela.
Kısıtlar çok olsa da oldukça enteresan bir nokta yakalanmıştı bu konuda. Bu iş Cannes‘da ödül alan işlerden biri aynı zamanda.

Yaklaşımı enteresan kılan yarattığı fırsatlar. Hem içgörülerin nereye kadar genişlediğini görmek için, hem de bir odada geçen işin tüm dünyaya nasıl yayılabildiğini analiz etmek için.

Düpedüz sihirbazlık. Peki sihirbaz ne yapar?

  • Dikkatlidir.
  • Ayrıntılara dikkat eder.
  • En önemlisi ikna eder. Üstelik ifadesiz yüzlerle, ikna olmamak için direnen seyircileri ikna eder. Kendi tarafına çektiğinde güvenlerini kazanmış demektir artık. Sihir de buralarda bir yerde: Güvende, gerçeklikte.

Teknoloji, kullanmak zorunda olduğumuz için değil, bir gerçekliğe hizmet etmek için var. Her yerde duyduğumuz şey: Big Data. Aslında sadece etkili fikirler ortaya çıkarmak için işlediğimiz küçük verilerin toplamı. Bir nevi: “Çakıl taşlarından bir dağ inşa etmek”.

Herhangi bir alanda öncü olmak için bu yetiye ihtiyacımız var. Bir araç. 
Sihirbazdan önce reklamcı olmak içinse 4 şart:

IQ ve EQ tamam, hadi TQ da teknolojik zekamızı temsil ediyor. BQ ne? Şu: “BLOODY QUICK!”

Ama öyle günlük dildeki A.S.A.P. gibi değil. Anlamını yitirmeden, güncelliği kaçırmadan üretebilmek.

En başta sihirli üç kelimeyle başlanabilir. Gelişimin “abrakadabra”sı:

Bilmediğini kabul etmek, gelişmenin ve işleri organize etmenin en doğru dürüst adımı.

Sonrasında deneyim yaratmaya doğru yaklaşabiliriz.

https://www.youtube.com/watch?v=8yVjbTVWL4k
Ancak bir vizyonla yola çıktıktan sonra stratejiler üzerine düşünmeye başlayabilirsiniz.
Önce kaybettiğimiz kavramları geri getirmemiz lazım. Toplantı nasıl geçti diye sorduklarında bile “harikaydı” diyoruz. Nasıl harikaydı, harikanın tanımı ne?  

Harika çalışma, reddedilmemiş çalışmadır. Toyota bu çıkışla organik olarak bir milyar kişiye ulaşmış. Tundra satışları %38 artış yakalamış. 

Dünya Down Sendromu Günü için hazırlanan #dearfuturemom kampanyası, hikayeyi güvenle ören ve yine Cannes‘da ödül alan başka bir örnek:

“Harika iş” derken şehri bir playliste dönüştüren şu fikri de bir hatırlamak gerek: 

https://www.youtube.com/watch?v=i8SYjEpWS08
“Sihir, gerçek duyguyu samimiyetle aktarabilmekte.” 

Geri kalan her şey araç. 

Görsel kaynağı: Bigumigu