Synapse Product Development şirketinin teknolojiden sorumlu genel müdür yardımcısı Skooks Pong, panelinde biyometriklerin nasıl çalıştığını, gelecekte ne şekilde gelişeceğini kısaca anlattı. Pong’un şirketi Synapse Product Development, markalar için aralarında Nike+ SportsWatch GPS gibi ürünler de bulunan çok geniş bir alanda ürün geliştirme işini üstleniyor. Şirketin tanıtım videosunda detaylı olarak bu iş modelinin nasıl çalıştığını izleyebilirsiniz.
https://www.youtube.com/watch?v=xi5M9rrv4e0
Gelelim biyometriye. Bu konuyu ilk duyduğumuzda doğal olarak bilim kurgu filmlerini ve orada kahramanların kullandığı ileri teknolojileri canlandırıyoruz aklımızda. Oysa biyometri oldukça eski bir alan.
Skooks’a göre yaşam kalitemizde bir sonraki aşamaya yapacağımız sıçrama, zeki ve entegre bir dijital altyapıya ihtiyaç duyacak. Bunun temelinde de 3 önemli madde bulunuyor: Biyometri, akıllı anahtar (token) ve bilgi. Bu 3 madde kimlik ambarlarının da 3 başlığını oluşturuyor. Biyometri içinde yüz, beden, ses ve kokuyu, token içinde anahtar, pasaport, sürücü belgesini, bilgide de kullanıcı adı, şifre ve PIN’i örnek olarak sayabiliriz.
Biyometri ve kimlik doğrulamaya günlük hayattan en temel örnekler olarak; sokakta uzakta gördüğümüz bir komşumuzu hemen nasıl tanıdığımız, bar girişinde gösterdiğimiz kimlik ve alışverişte kullandığımız kredi kartını düşünebiliriz.
Sanırım konuya yeterince ısındınız. Şimdi bir de biyometrideki zayıf alanlardan kısaca bahsedeyim. Arkasından tanıdık zannettiğiniz bir kişinin dönünce bir yabancı çıktığını görüp şaşırdığınız oldu mu? İşte böyle bir durumda, giysi ve saç parametrelerini alarak bir karar verdiğimiz için ana token sayılabilecek yüzü es geçmiş olabiliyoruz. Skooks’a göre kullanıcı adı ve şifre kullanımında benzer bir hata olasılığı söz konusu. İşer yarıyor ama bazen.
Kullanıcı adı ve şifre paradigması artık bozuldu ve bunun çözümü, kimlik doğrulamaya biyometrinin entegre olması diyor Skooks. Alıcılar (sensors) sizin insan olup olmadığınızı söyleyebilir, biyometriyse hangi insan olduğunuzu -kim olduğunuzu- söyler. Biyometri geliştikçe cüzdan ve anahtar ihtiyacımız da azalacak. Akıllı telefonlar şu anda en uygun akıllı tokenlar. Çok büyük işlem kapasitesine sahipler, internete bağlılar, birçok farklı veriyi algılayıp ölçebiliyorlar ve öğrenebiliyorlar.
Skooks Pong, biyometrinin kimlik doğrulamada hayatımızı nasıl kolaylaştıracağına dair şirket içinde yaptıkları bir videoyu da gösterdi. Videoyu internette bulamadım ama neyse ki kayda almayı başardım. Biraz kötü kalitede de olsa, işin gideceği nokta konusunda yansıttığı vizyonu anlamak için izlemenizi tavsiye ederim.
Yakın gelecekte özellikle spor (fitness) ve sağlık alanında biyometrinin faydalarını hızla görmeye başlayacağız. Sağlıkta astım hastalarının kullandıkları nefes alma ilaçlarının konumi ortam sıcaklığı, ortamda bulunan alerjenler, saat, mevsim ve bitkiler gibi çok farklı parametreleri algılayıp ona göre bir karışım sunması mümkün olacak. Ayrıca doktorlara hastalarının çok daha zengin bir verisi, daha sık ve hızlı bir şekilde akabilecek. Sağlık verimiz sürekli güncel olacağından bu veriyle günlük hayatta etkileşimde olacağımız başka noktalarda da kişiselleştirilmiş bilgi alabileceğiz. Örneğin öğle yemeği için baktığımız menüde o anki durumumuza özel öneriler ya da uyarılar görünebilecek.
Uzak gelecekte ise, algılayıcılar (sensors) bedenimizin içine implemente olacaklar. Şimdiden kandaki insülin seviyesini ölçebilen deri altına tıpkı bir dövme gibi enjekte edilen nano algılayıcı ve vericiler geliştirilmekte. Bunların daha fazla işlev yapabilecek olanlarını hayal ederseniz işin boyutu gözünüzde canlanmaya başlayacak.
Daha sonraki noktada da, Skooks’a göre bu algılayıcılar beynimize eklemlenecek. Bu aşamada yeni hisler geliştirmek / uygulamak mümkün olabilecek. Biohacking’e hoşgeldiniz.