“Taç utangaçlığı” fenomenini duymuş muydunuz? En azından ağaçlık bir bölgede doğayla baş başa kaldığınızda gözlemleme fırsatınız olmuştur. Ağaçların üst dalları ve yaprakları birbirine değmez. Ağaçların kenarlarına adeta gökyüzü renginde bir kalemle kontur çekilmiş gibidir. Ağaçların arasından sızan gün ışığı ise ortaya büyüleyici bir görsel tablo çıkmasına neden olur.
“Taç utangaçlığı” kavramı, geçtiğimiz ay İngiliz yazar Robert Macfarlane tarafından sosyal medyanın gündemine taşındı. Macfarlane, “günün sözü” olarak fotoğraflar eşliğinde bu kavramı açıklayan bir paylaşımda bulundu.
Word(s) of the day: “crown shyness” – phenomenon whereby individual tree crowns avoid overlap or touch, forming striking canopy patterns. pic.twitter.com/BA38kXBdA0
— Robert Macfarlane (@RobGMacfarlane) 9 Ağustos 2017
İlk kez 1920’lerde gözlenen “taç utangaçlığı” hakkında birçok araştırma yapılmış ancak bilim insanları bunun nedeni hakkında hala bir fikir birliğine varamamışlar. Bu fenomen hakkında öne çıkan tezlerden biri, zararlı böceklerin yayılmaması için gösterilen bir davranış olduğu yönünde. Bir diğer tez de fotosentez için ihtiyaç duyulan ışığın kesilmemesi için bu boşlukların bırakıldığını savunuyor. Ağaçların rüzgar ve benzeri dış etkenler nedeniyle çarpışıp fiziksel hasar görmemesi için de bu davranışı gösterdiğini savunan araştırmacılar var.
Dilerim gelecek nesillere de bu fenomenin gözlemlenebileceği ormanlar miras bırakabiliriz.