Kristal Elma 2015’in ikinci gününün son oturumunda Volkswagen Arena The Hub Salonu’nda yönetmen Emre Şahin, maNga grubundan tanıdığımız Ferman Akgül ve eski futbolcu Pascal Nouma vardı. Birlikte çalıştıkları Takım Mahalle Aşkına filmi 23 ekimde vizyona girecek olan ekip, “Fame” (Ün) üzerine düşüncelerini, deneyimlerini aktardı.
Sinemanın değişmekte olduğunu ve özellikle Amerika’da Hollywood sayesinde bunun daha da yoğun olarak gözlemlenebildiğini söyleyen Emre Şahin, “Film nasıl ünlü olur?” sorusuyla devam etti. Şahin’e göre sadece ünlü olmak için hareket edilirse filmin ayakta durması çok zor (istisnası büyük stüdyo filmleri). Filmi başarılı yapan, samimiyeti. İronik bir biçimde herkesin her şeye ulaşabildiği bir dönemde “Benim filmim nasıl barınabilir?” sorusunun cevabı ise yine tanınan insanlarla çalışmak oluyor. Tanınanın üretim sürecinde en çok söze sahip olması ise sağlıksız durumlara yol açabiliyor.
Yüksek lisansını sinemada gerçeklik alanında, özellikle korku filmlerine odaklanarak yaptığını söyleyen Ferman Akgül, Türkiye’deki kodlar ile dünyadakilerin farklı olduğunu vurguluyor. Türkiye’de bir iş yapmak istediğinde karşına ilk gelen soru “Ağlatacak mısın, güldürecek misin?” oluyor ve bu, iki alandan birine yönelmeyi zorunlu kılıyor. Bu durumda sanatsal kaygılarla ticari dertler nasıl birleşecek?
Takım Mahalle Aşkına‘nın müziklerini yapan Akgül’e göre film müziği yaparken amaçlanan, filmin ruhuyla ve rengiyle örtüşmesi. Bunu söyledikten sonra ise ortaya, ülkedeki film sektörüyle ilgili bir başka soru atıyor: Yeşilçam’dan sonra roman uyarlamalarını niye unuttuk? Niye bir Orhan Pamuk romanı film yapılmıyor?
Karşımızdaki üç kişi arasında “Ün” konusunda söyleyecek en fazla söze sahip isim olan Pascal Nouma ise Takım Mahalle Aşkına filminde rol almasının kendisini futbol oynama ve oyunculuk yapmanın arasındaki farklarla ilgili düşündürdüğünü anlatıyor: “Futbol benim hayatım. Oyunculuk ise bu filme kadar ufak rollerle denediğim bir işti. Bu sefer bir futbolcuyu oynuyorum, film neredeyse benim hayatım üzerine kurulmuş.”
Ferman Akgül’ün sorduğu “Yönetmen sanatsal kaygılar ve ticari dertleri nasıl birleştiriyor?” sorusu üzerine Emre Şahin anlatmaya başlıyor: “Senaryodan sonra genellikle ‘Filmde kim oynuyor?’ gibi sorularla karşılaşılıyor. Yönetmenin görevi ise filmini korumak. ‘Bizim filmimiz dünyadaki binlerce film arasında nasıl var olacak?’ sorusu ön plana çıkıyor ve film çekmek zaten zor bir iş iken ‘Bilinen, tanınan bir film olsun.’ motivasyonuna yenilince ortaya gerçekten kötü bir iş çıkma ihtimali yükseliyor.” Araya giren Ferman Akgül, insanların kafasındaki “40‘ın yönetmeni Emre” (Emre Şahin’in bir önceki filmi) gibi imgelerin de ünlü yapan etkenlerden olduğunu hatırlatıyor. Takım Mahalle Aşkına‘nın “yıldız”ı Pascal Nouma ise, sette kendisini gören insanların ona ünlü görmüş gibi davranmalarından rahatsız olmuş: “Onlara ‘Televizyonda gördüğün gibi değilim, sadece işimi iyi yapmaya çalışıyorum’ diyordum.”
Görsel; Bigumigu