Dünyanın neredesinde olursa olsun eğer şehirde yaşıyorsanız ve bisiklet kullanıyorsanız her gün yüzlerce sorunu görmezden gelerek yaşamaya çalışıyorsunuz. Bunlar kanıksanmış ve alışılmış engellere dönüştüğü için de yaşamın zorluğu olarak kabul eder hale geliyor insan. Endüstriyel yaşamdan uzak, küçük ve farklı rutinleri olan insanların bu büyük çarklara karşı azınlık durumuna düşmesi dil, din, ırk gözetmeyen bir gerçek.
Her gün bisiklet ile trafiğe çıktığınızda sizi taşıttan saymayacak otomobillerin olacağını biliyorsunuz. Otomobil endüstrisi büyüyor, genişliyor ve nicel artışı duracağa benzemiyor. Fakat trafik sorunu ve yolların kapasitesi değişmiyor. Ve trafik sorunu her büyük şehrin değişmez sorunu olarak anılmaya devam ediyor. Ve ne gariptir ki, dünyanın hiçbir ülkesinde trafik sorunu özel otomobillerle çözülmemiştir.
Madalyonun diğer yüzünde, otomobillerden uzaklaştığımızda karşımıza bisikletleri sevmeyen ve köstek olan siyasi figürler ve yerel yönetimler çıkıyor. Bisikletçilerin yaşadığı trafik kazası 3. sayfa haberinden de önemsizken onlar hakları olan bisiklet şeridini korumak, farkındalık yaratmak için aktivist tutumlar sergiliyor. Trafik kazasında hayatını kaybeden bisikletçiler için dünya genelinde Hayalet Bisikletler anıt olarak bırakılıyor.
Bu iki eksenin mücadelesini anlatan Bikes vs Cars, Kickstarter’da fonlandı ve şu anda festival festival gezerek izleyicileriyle buluşuyor. 25 Mart’ta ilk gösterimi gerçekleşen belgesel bağış üzerinden indirme bağlantısı paylaşıyor. 25 Dolar ve üzeri bağışla edinebileceğiniz Bikes vs Cars, bağımsız film festivallerindeki turunu tamamladıktan sonra indirilebilir ve evlerden izlenebilir hale gelecek.
Görsel; Bikes vs. Cars