2025’e doğru geri sayarken yılın haberlerini inceledik ve 2024’te ele aldığımız konular arasında öne çıkanları, içerdikleri temalara göre derledik. Tüm derlemelerimize buradan erişebilirsiniz. Bu derlemede, bu yıl radarımıza takılan etkileyici animasyonları bir araya getirdik.
Mozaiklerle, çöplerle, yapışkan notlarla ve GPS kayıtlarıyla oluşturulmuş animasyonlar, bilinçaltı etkilerle yaratılan müzik videoları ve kısa filmler, animasyon kusurlarını stil haline getirenler, perspektif oyunlarıyla espri yapanlar, kara mizahın en özgün hallerini yakayanlar, farkındalık kampanyaları için çekilen animasyonlar ve mikroskop altında yaratılan flipbook’lar bu yılın dikkat çekenleri arasında. Bu yılın animasyonlarında sıklıkla kara mizah, distopya, yaratıcı süreci tiye alan yaklaşımlar ve günlük yaşamın içinden seçilmiş konular hakim. Bir de kediler…
Gelin hep birlikte bu çalışmalara kaından bakalım!
Kıyamet Sonrası Dünyada Gezinen Cesur Kara Kedi
Ödüllü animasyon Flow, aniden sular altında kalan bir dünyada gezinen tatlı kara kedinin hikayesini konu alıyor. Bir gün büyük bir sel felaketinin ardından tüm dünya gibi Flow’un başkahramanı olan kedinin de hayatı altüst oluyor. Neyse ki, bu tatlı kedicik; teknede gezinen bir kapibara, bir lemur, bir kuş ve bir köpekle bir araya geliyor. Artık bu grubun hayatta kalmak için güvenebileceği yegane şeyler, yeni kurdukları dostlukları, cesaretleri ve zekaları. Flow, Letonyalı film yapımcısı Gints Zilbalodis’in yönettiği, Zilbalodis ve Matīss Kaža’nın ortak yazdığı yeni bir uzun metrajlı animasyon filmi. Tamamen hayvanların hareketlerine, dramatik açılara ve vurgulu ışık efektlerine odaklı bir film. Heyecan verici müziğin yanı sıra duygusal miyavlamalar, havlamalar ve mırlamalar içeriyor. Bunların haricinde ise hiçbir sözlü diyalog içermiyor.
Örgünün İyileştirici Gücü Üzerine Stop-Motion Hikayeler
Ödüllü stop-motion belgesel “Visible Mending”, örgü tutkunlarının örgünün iyileştirici gücünü anlattığı sıcacık hikayelerle izleyiciyi sarıp sarmalıyor. Film, The New York Times’ın Op-Docs serisinin bir parçası olarak yayınlandı. Yaklaşık 8 dakika süren filmin açılış sahnesi, “Sanırım insanların sadece konsantre olacakları bir şeye ihtiyaçları var” cümlesiyle başlıyor. Bunun ardından bir başka dış ses şöyle diyor: “Biliyorsunuz, hayatınız parçalanmaya başladığında, kendiniz için bir amaç yaratmanız gerekir. Ve eğer bu amaç oldukça küçük bile olsa, bunun bir önemi yok. Bu önemli. Bu somut bir şey.” Bu derin diyaloglar, örgü fareciklerin görüntüleri eşliğinde böyle devam ediyor. Sesler, İngiltere’nin Shropshire kırsalında, ileri yaştaki kadın ve erkek örgücülerden oluşan küçük bir grup olan Merrymakers’ın üyelerine ait. İçlerinde emekli akademisyenler, yazılımcılar, sanatçılar ve 40 yılı aşkın süredir örgü ören yüksek örgücüler var.
Yapışkan Notlar Üzerine 10.946 Çizimle Yaratılan Animasyon
Daren Jannace, yapışkan notlar üzerine yaptığı 10.946 karalamayı derledi ve bunlardan bir animasyon yarattı. Daren Jannace, 2016’nın sonlarında başladığı animasyon projesinde, bir yıl boyunca her gün 30 yapışkan nota animasyon uygulamak için yola çıkmış. Başka bir deyişle 1 yıl sürecek bir çizim ve animasyon maratonuna başlamış. Bu hedefini de aşağı yukarı gerçekleştirmiş. Ancak tüm çizimlerin bir animasyona dönüşmesi sonra olmuş. Santçının bu projeye zaman ayırabilmesi ise büyük oranda pandemi sayesinde olmuş. Onca ertelemeye rağmen de ortaya nefis bir sonuç çıkmış. Bu yıl Vimeo’da yayınlanan 2B animasyon, Staff Pick seçilerek öne çıkarılmış.
Sanatçı Instagram paylaşımında bu süreci şu şekilde anlatmış: “2016 yılının sonlarında 1 yıl boyunca her gün 30 adet yapışkan notu hareketlendirmeye karar verdim. Birkaç ay sonra basit nokta ve çizgilerden bıktım ve bunun yerine günde bir saatimi karakter çizmeye ayırmaya başladım. Sonunda 10.946 yapışkan notum vardı. Görünüşe göre bu bir Fibonacci sayısı ve bu da mutlak bir zafer oldu”.
Ormanın Büyülü Köşelerinde Yaratıcılık İçin Rekabet
Kısa animasyon “Shackle”, ormanda yaşayan 3 doğaüstü varlığın hikayesi üzerinden; yaratıcılığın, sahiplenmenin ve statü arzusunun kökenlerini sorguluyor.
Kıskançlık ve rekabet yaratıcılığı nasıl etkiler? Ainslie Henderson “Shackle” isimli kısa animasyonunda bu sorunun yanıtını araştırıyor. Henderson’ın yazıp yönettiği stop-motion film, ormanda yaşayan ve birbirleriyle rekabet halinde olan üç tüylü yaratığı konu alıyor. Bu gremlin benzeri üç karakter, büyülü ve müzikli sahneler yaratmak için ormanda yaratıcılıklarını kullanıyor. Çam kozalakları topaç gibi dönerken, rüya gibi sesler ortaya çıkıyor ve yaratıklar yavaş yavaş orman senfonisine başka nesneler de ekliyor. Örneğin şekil değiştiren çubuklar ritmik bir çizgi sunarken, sonbahar yaprakları rahatlatıcı bir melodi oluşturuyor.
3B Karakterlerin Başarısız Sanat Girişimleri
Geleneksel animasyon anlayışından uzak bir tutum izleyen Stephan Dybus; başarısız yaratma girişimlerini özgün mizah anlayışıyla anlatıyor.
Animasyon konusunda kendi kendini yetiştiren illüstratör Stephan Dybus, 3B animasyon programlarını öğrenmek için büyük ölçüde çevrim içi kaynakları kullanmış. Bunu yaparken de 3B animasyon sürecinin derinliklerine inmiş. Sadece sonuçları hedeflemek yerine daha deneysel yaklaşmış ve süreçte ortaya çıkan tüm başarısızlıkları kendi tarzının bir parçası haline dönüştürmüş. Daha önceden analog çalışmalar yaratmaya, sulu boya illüstrasyonlar yaratmaya odaklı bir sanatçıymış. Bilgisayarlarda çizim yapmanın teşvik edilmediği üniversite yıllarının etkisiyle gecikmeli de olsa, 3 boyutlu dijital ortamlara ilgi duymaya başlamış.
Mozaiklerle Yaratılmış Benzersiz Bir Stop-Motion
Rusya’da bir grup animasyon öğrencisi ve küratör tarafından yaratılan “The Sky Has No Edge”, mozaik sanatının büyüsünü animasyon dünyasına taşıyor.
Yünle, dilimlenmiş kil somunlarıyla, ışıkla boyama tekniğiyle, el oyması ahşap kuklalarla ve daha nice yaratıcı malzemeyle yaratılmış animasyonlara şahit olduk. İncelemek isteyenler için tüm bu büyüleyici animasyonların yaşadığı evrene giriş kapısı burada. Bu defa ise bir ekip çalışmasının ürünü olan “The Sky Has No Edge” adlı mozaikli animasyon var sırada.
Mozaik taşlarının kıpır kıpır olduğu ve animasyona kendine özgü bir estetik kattığı bu çalışma, Rusya’nın Tarusa kentinde 10 günlük bir misafir sanatçı programı sırasında doğmuş. Animatörlerden, sanatçılardan, film yapımcılarından ve eğitimcilerden oluşan bağımsız topluluk olan Invisible Friends ile iş birliği içinde bir grup öğrenci ve küratör tarafından hayata geçirilmiş. Yaratıcı ekip, “Bildiğimiz kadarıyla bu, mozaik tekniğiyle üretilen ilk animasyon” diyor.
Tuhaf ve Renkli Bir Özgürlük Hikayesi
Nap Eyes’ın “Dark Mystery Enigma Bird” adlı parçası için Dr.Cool tarafından yaratılan animasyon müzik videosu, izleyiciye keyifli bir hikaye sunuyor.
Jordan Minkoff namıdiğer Dr. Cool, Kanadalı indie rock grubu Nap Eyes’ın bu ay çıkan “The Neon Gate” adlı yeni albümündeki “Dark Mystery Enigma Bird” şarkısı için elle çizilmiş nefis bir müzik videosu yaratmış. Video, bir grup atın özgürlük yolculuğuyla başlıyor. Atları taşıyan kamyonun şoförü ihtiyaç molası veriyor. Bu sırada kamyon tepeden aşağı kaymaya başlıyor ve atları doğanın kucağında farklı noktalara götürüyor. Böylece kaderi değişen atlar için rengarenk bir yolculuk başlamış oluyor. Beklendiği üzere bu yolculukta her türlü tuhaf şey oluyor.
Koşu Performansları Animasyona Dönüştü
Strava kullanıcısı Duncan McCabe, uygulamadaki koşu performanslarını kısa animasyona dönüştürerek büyük beğeni topladı. Kullanıcılar tarafından bir tür “sporcu Instagram”ı olarak nitelendirilen Strava, egzersizleri takip etmek için kullanılan ve sosyal ağ özelliklerini içeren bir uygulama. GPS verilerini kullanan uygulama çoğunlukla bisiklet sürücüleri ve koşucular arasında popüler. Şu anda 100 milyon aktif kullanıcı uygulamayı ücretsiz olarak kullanıyor. Uygulamanın gücü ise topluluk destekli motivasyon sağlamasından geliyor. Antrenmanlarda ortaya çıkan rotalarla hazırlanan Strava art çizimleri ise adeta bir trende dönüşmüş durumda. Film yapımcısı ve Strava kullacısı Duncan McCabe ise kendi koşu performanslarını çöp adamlı bir animasyona dönüştürerek Strava Art akımında çıtayı biraz daha yükseltmiş. Animasyon için Toronto’daki koşuları Strava uygulamasıyla stratejik olarak planlayıp kaydetmiş. Ardından bu kayıtları flipbook tarzı animasyonlara dönüştürmüş.
Magical Cat’in Maceraları
“Magical Cat” isimli animasyon serisi, kedilerin tipik davranışlarını çok iyi yansıtan kilden bir kedi karakterin maceralarını konu alıyor.
Kendi kurdukları Threadwood Animation çatısı altında üretim yapan Alexis Eve ve Scott DaRos, kedilerin yaptığı harika ve komik şeyleri kilden bir karakterle anlatıyor. İkili bu karakteri yaratırken kendi kedilerinden esinlenmiş. Magical Cat isimli bu stop-motion serisinde, her film yaklaşık olarak 20-30 saniye arasında sürüyor. Eviliği ve animasyon dünyasındaki kariyerlerini bir arada yürüten ikili, Magical Cat hakkında şunları söylüyor: “Sihirli olmayan, tipik bir kedinin birçok macerası! Gerçek kedimizden ve işten eve geldiğimizde ona söylediğimiz şarkıdan ilham aldık.”
Mikroskop Altında Flipbook Çizmek
Andy Bailey, mikroskop altında çizdiği sayfalarla dünyanın en küçük flipbook animasyonu yarattı. Kendisi, yalnızca bir flipbook sanatçısı değil; profesyonel olarak animasyon üreten usta bir stop motion sanatçısı. ParaNorman, The Boxtrolls, Kubo and the Two Strings ve Missing Link gibi Oscar adayı filmlerde çalışmış. Animasyona olan aşkı çocukken başlamış ve kendi açıklamalarına göre çocukluğundan beri bunu yapıyor. Andy Bailey birkaç gün önce YouTube kanalında, aynasız kamerasına taktığı yüksek güçlü mikroskobu kullanarak dünyanın en küçük flipbook animasyonunu nasıl yarattığını anlattı. Çok beğenilen paylaşım 12 günde 1,5 milyonu aşkın görüntüleme aldı. Zaten kendisi de 4,5 milyonu aşkın takipçisi olan oldukça başarılı bir YouTuber.
Aksaklıklarla Komediye Dönüşen Karanlık Bir Takas Hikayesi
Kısa animasyon “The Exchange”, yeraltı dünyasına mizah çerçevesinden bakarken perspektifin inceliklerini kullanıyor. Birdbox Studio‘nun imzasını taşıyan “The Exchange”, köprü üzerinde aşırı derecede ters giden bir rehine takasını konu alan eğlenceli ve karanlık bir animasyon. Genel hatlarıyla, hikaye bir rehinenin bir miktar para karşılığında takas edilmek istendiğine işaret ediyor. Ancak rehine minibüsten çıkarıldığında hemen köprüden aşağı düşüyor. Bundan sonrasında da aksaklıklar devam ediyor. Animasyon, izleyicinin bu rehine takasına 2 dakika boyunca uzaktan – dürbün ya da teleskop gibi bir araçla – kimliği belirsiz bir kişinin gözünden şahitlik etmesini sağlıyor. İzleyicinin olay mahalliyle arasındaki mesafe, izlediği açı ve köprü unsuru sayesinde ince perspektif oyunları yaratılıyor. İzleyicinin göz hizasındaki köprü, bazı anlarda genişliği olmayan bir çizgi olarak varsayılıyor. Böylece takas işlemi ip üzerinde başarısız bir cambazlık gösterisine dönüşüyor.
Vanessa Stockard’ın Meşhur Kara Kedisi, Jenni Pasanen Tarafından Hareketlendirildi
Vanessa Stockard’ın “Kevin The Kitten”ı, arkadaşı Jenni Pasanen tarafından kısa bir animasyon haline getirildi.
Vanessa Stockard‘ın koltukta oturan kara kedisine birçoğumuz yıllardır aşinayız. İnternetin viral karakterlerinden olan bu kedicik “Kevin the Kittin” olarak nam saldı. Stockard, Kevin’ı koltuğu tırmıklarken, evi karıştırırken ya da başka haylazlıklar yaparken tasvir ettiği pek çok farklı resim daha yaptı. Bu resimleri etkileyici kılan en önemli unsur, karakterin sevimliliğiydi elbette. Bir diğer unsur ise klasik yağlı boya tabloların estetiğini modern ve mizahi bir resimleme tarzıyla birleştirmesiydi. Bu da onun imzası haline geldi. Şu sıralar Kevin’la ilgili en dikkat çekici çalışmalardan biri ise Vanessa Stockard’ın arkadaşı Jenni Pasanen tarafından yaratılan bir animasyon. Pasanen bu animasyon için Photoshop’ta ayrı ayrı çizdiği 280’den fazla kare hazırlamış. AfterEffects’te düzenleme ve doku oluşturma işlemlerini; C4D’de ise hareketlendirmeyi gerçekleştirmiş. Aslında animasyonun yapım tarihi, 2020 yılına dayanıyor. İkili animasyonu yendien paylaşarak bu yıl yeniden gündeme gelmesini sağlamış.
BURDEN: Günlük Hayatın Kromatik Ufuneti
Sanatçı ikili Oelhan ve Johan Petit imzalı kısa animasyon BURDEN, günlük hayatın zamanla birikeren topak topak olan, toparlamaya çalıştıkça dağılan ve sonu yokmuş gibi hissettiren bunalmışlık hissini anlatıyor. Günlük hayatın geçiciliğini o anda fark etsek de etmesek de başımıza gelen olaylar zihnimizde birçok farklı duyguyu tetikleyebiliyor. Oelhan ve Johan Petit ikilisi de bu tip anlarda kendi yaşadıkları endişe ve korkuların ağırlığını ve kendilerini bunlardan azade edişlerinin sonucu olarak BURDEN ortaya çıkmış.Motion Motion 2024 Ödüllerinde İzleyici Ödülü alan proje kromatik renkleri veya baskın siyah fonuyla başlı başlına gergin bir atmosfer yaratırken bestelenen elektronik müzik ile birlikte videonun duygusu perçinleniyor.
Korgün Akgün’ün Özgün Animasyon Tekniği ile Mini Seri: AAFİ
Kickstarter’da kitle fonlamaya çıkacak olan mini seri AAFİ, sanatçı Korgün Akgün, kesilmiş kağıt parçaları tek tek hareketlendirdiği animasyon ve içselleştirdiği hikaye anlatımı tekniğini birleşimiyle doğuyor. Sanatçı Korgün Akgün, uzun yıllardır kendi çizim ve animasyon tekniğinde uzmanlaşmaya devam ediyor. 2020 yılında, pandeminin hemen öncesinde Korgün Akgün’ün Kısa Korku hikayelerine Bigumigu’da yer vermiştik. Aynı yıl Hakan Kurtaş, Farazi ve Kodes Kahra’ın FER isimli teklisinin müzik videosunu da aynı teknikle hayata geçirmişti. Bunun yanı sıra siyah zemin üzerine elle çizdiği kağıt parçaları ile yarattığı video formatları arasında yer alan Korgün Akgün ile Ahiret Sorularu ve Lütfen Öldür Beni serileriyle -bağlamının değişimiyle kara değil fakat- karanlık mizahıyla dikkat çekmeye devam etti. Tüm bu farklı başlıklarda ürettiği videolarla adeta zanaatında ustalaşan Korgün Akgün, bu kez AAFİ isimli bir mini animasyon serisiyle karşımızda. Kickstarter’dan yakında fonlanmaya başlayacak olan seri Korgün Akgün’ün emek yoğun animasyon tekniğiyle bir bilimkurgu hikayesi sunuyor.
İzleyiciyi Varoluşsal Korkularla Güldüren “Don’t Hug Me I’m Scared”in Yeni Hamlesi
Yetişkinler için yaratılan İngiliz yapımı kukla-müzikal-korku-komedi dizisi “Don’t Hug Me I’m Scared” yeni internet sitesini, şanına yakışır bir filmle tanıttı. 2011 yılında, YouTube kanalı üzerinden yayına başlayan “Don’t Hug Me I’m Scared” (DHMIS), Becky Sloan ve Joe Pelling tarafından yaratılan bir İngiliz yetişkin kukla-müzikal-korku-komedi internet dizisi. Dizi; gerçeküstü unsurları ve hastalıklı mizahı, korku ve müzikal unsurlarla harmanlayan özgün bir ifade biçimine sahip. Kült bir yapım haline gelen ve dünya genelinde milyonlarca kişi tarafından takip edilen diziyle ilgili içeriklere artık resmi internet sitesi olan www.dhmis.tv üzerinden erişilebilecek. Ekibin açıklamalarına göre sitenin kullanıma sunulmasıyla bu sıra dışı dünyanın daha da derinlerine inebilecekler. Site, kamera arkası bilgilerden hayran çizimlerine, yaratıcılar Becky Sloan ve Joseph Pelling tarafından tasarlanan özel ürünlere kadar bir çok içeriği barındıracak site, adeta bir DHMIS hazinesi gibi işlev görecek.
Kaygı Duygusuna Empati ile Yaklaştıran Animasyon Serisi
Sosyal medyada hatırı sayılır bir kitleye hitap eden illüstratör Giulia Rosa, son animasyon serisi ile kaygı hissene başka gözlerle bakmamızı sağlıyor. Ruh sağlığı uzmanları, duyguları anlamanın ve onları doğru yorumlayabilmenin en iyi yolunun bu duyguları kendi kafamızda belli görsel sembollere oturtmaktan geçtiğini söylüyor. Bu yüzden çocuklara duygu farkındalığı kazandırırken, renklerden ve biçimlerden sıkça yararlanılıyor. İşte görsel sanatçı Giulia Rosa da tam bu bu basitlikte düşünerek, birçoğumuzun kabullenmekte zorlandığı bir duygu olan kaygıyı başka bir gözle görmemizi istiyor.
Cafe Joyeux’den Down Sendromu Önyargılarına Kafa Tutan Animasyon Filmi
Fransa’nın önde gelen kahve üreticisi ve kafe zinciri Cafe Joyeux, gerçek bir çalışanından esinlendiği animasyon filmi ile down sendromuna dair önyargıları ters yüz ediyor. İsmini down sendromlu bireylerin sahip olduğu 47 kromozomdan ve ilk işine 47 yaşında başlayabilen kahramanımız Robert’tan alan ‘47’ isimli film, stop motion ve CG tekniklerinin karışımından oluşan nahif ve bir o kadar da etkili bir iş. Klick Health imzası taşıyan ve yönetmen koltuğunda Paulo Garcia ve Natalia Gouvea gibi isimlerin oturduğu bu şahane animasyon, bir yandan kalplere dokunurken bir yandan da down sendromlu bireylere yönelik önyargı ve zorbalıklara bambaşka bir yerden bakmamızı sağlıyor.
Çöpten Hazineler Çıkaran Stop Motion Sanatçısı Dina A. Amin
Çöpte bulduğu çeşitli objeleri parçalarına ayırıp onlara yeni karakterlerde tekrar hayat veren stop motion artist, dünyanın tüm kötülüklerine sanatla göğüs germeyi seçiyor. Mısır’ın başkenti Kahire’de yaşayan stop motion artist ve maker Dina. A. Amin, profil özetinde kendisini ‘Genelde çöplerle oynar’ şeklinde tanımladığı Instagram hesabında, atık malzemelere ileri dönüşüm ile kazandırdığı yeni kimliklerle onları sevimli mi sevimli bir stop motion film başrolüne dönüştürüyor. Malezya’da endüstriyel tasarım eğitimi aldıktan sonra mesleğine başlamak için ülkesine dönen ve bu sırada endüstriyel tasarıma pek de bayılmadığını keşfeden Dina, kendini yıllar içinde objelere değişik formlar kazandıran, onları tıpkı bir çocuk gibi kurcalayan; bozan ve yeniden yapan bir maker ve stop motion artist olarak bulmuş.
Hız kesmeden geçen yılki animasyon derlememizle yeni keşifler yapmaya devam edebilirsiniz.
Görsel: YouTube