Tıbbi operasyon öncesinde uygulanan genel anestezi, ciddiyetle yaklaşılması gereken ve hastanın yaşından bağımsız olarak uygulanan birtakım prosedürler içeriyor. Anestezi, yetişkinler için sevimsiz bir tecrübe olsa bile çocuklar daha hassas ve kırılgan bir yapıya sahip olduğundan onlar için korku dolu bir tecrübeye dönüşebiliyor. Hastane ortamından rahatsız olan çocuklar, doktorları yabancı kişiler olarak gördüklerinden dolayı onlara güvenmiyor. Ameliyathanedeki ses çıkaran bazı tıbbi alet ve araç gereçler de onların daha çok korkmasına sebep oluyor.
Bu yüzden, anestezi öncesi çocukların büyük bir çoğunluğu paniğe kapılıyor. Çocuklar gereken şekilde nefes alıp vermediği zaman prosedürün uygulanma süresi uzuyor. Günümüzde doktorlar çocuk hastaları sakinleştirmek ve anesteziye hazırlamak için birkaç farklı yöntem uyguluyorlar. Bu yöntemler genellikle çocukların çeşitli oyuncaklarla oynamasını ya da kalp atışlarının, nefes alıp verme sıklığının izlenebildiği monitörlere bakmalarını sağlayarak dikkatlerini başka yöne çekmek oluyor.
İsveç’teki Umea Üniversite Hastanesi’yle işbirliği yapan Umea Üniversitesi Tasarım Enstitüsü’nden bir grup tasarım öğrencisinin geliştirdiği ANNA projesi, çocuklarda anestezi öncesi yaşanan panik duygusunu yenmeye odaklandı. Hastaların hastaneye adım attıklarından, taburcu olana kadarki deneyimleri gözden geçirildi. Ailelerin, doktorların ve en önemlisi de çocukların görüşleri alındı.
2 haftalık bir çalışmanın ürünü olan sakin nefes alma asistanı IxDA 2016 ödüllü ANNA, genel anestezi için ideal derin nefes alıp verme temposunu üzerinde yanan ışıklarla çocuklara gösteriyor. Boyuna bir kayış yardımıyla asılan halka şeklindeki cihazın ışıkları tam daire şeklinde yandığında doğru nefes alıp verildiğini gösteriyor.
ANNA, yalnızca hastayı sakinleştirmekle kalmıyor, prosedür süresini de kısaltıyor. Sakinleştirici cihaz, operasyona hazırlanıldığı sırada ya da evde kullanılabiliyor. Hasta, anestezide kullanılan maskeye benzer maske ile prosedür için hazırlıklı hale geliyor.
Görsel: Vimeo