Britanyalı heykeltraş Andy Goldsworthy, arazi sanatının önemli temsilcilerinden biri olarak 1970’lerden bu yana hayranlık uyandırıcı işler çıkarmaya devam ediyor.
Aynı zamanda çevreci bir anlayışa sahip olan Goldsworthy’nin yapıtları kısa ömürlü, başka bir deyişle doğa veya insanlar bozana kadar geçici süre için var olabilen işler. İzleyici ilk bakışta bu geçiciliğin gezegenimizin kırılganlığını vurguladığını düşünüyor. Ancak Goldsworthy’ye göre durum izleyicinin düşündüğünden biraz daha karmaşık. Sanatçı bir röportajında bu gelip geçiciliğin anlamını şöyle açıklamış: “Bir ormanda ya da sokakta bir şey yaptığım zaman o şey yok olabilir ama çoktan o yerin tarihinin bir parçası olmuştur zaten. Başladığım ilk zamanlardan bu yana işlerim hep yok olma ve çürüme üzerine kuruluydu. Şimdi ise meydana gelen ufak değişimler dahi o kadar anlamlı ki, onları basitçe yok olma diye açıklamak haksızlık olur. Folkestone’da iken bir sabah gel git yaklaştığı haberini alıp erkenden uyandım. Hemen gelincik yapraklarıyla yaptığım işimin üzerini iri bir taş parçasıyla örttüm. Her yer sakindi ve deniz yavaş ve nazik bir şekilde yaprakları sürüklemeye başladı. Kaya yavaş yavaş yapraklardan sıyrılırken, yapraklar denizin üzerinde kırmızı su damlaları gibi süzülüyordu. Arka planda ise askeri birliklerin yola çıktığı – askerlerin tıpkı kırmızı yapraklar gibi denize sürüklendiğini ima ediyor – bir liman görünüyordu.”.
Goldsworthy’nin yapıtlarını belgelediği fotoğraflardan oluşan albümlerine Amazon‘dan göz atmak ve satın almak da mümkün.
Görsel: educateinspirechange.org