Kadın olmanın zorluklarının, hayatın her alanında hem erkeklerle hem de diğer kadınlarla olan ilişkilerde kendini gösterdiği bir gerçek. Ayrıca insanın kendi kimliğinin ne olduğunu anlayabilmesi, neyi tercih ettiğini keşfedebilmesi için dahi zamana ihtiyacı olabiliyor.
Kadının dünyasında her gün yaşanan en büyük testlerden biri de umumi tuvaletlerde gerçekleşiyor. Burası sosyal ilişkilerin beslenip şekillendiği yerlerden biri. Kişiye özel alan buralarda yok denecek kadar küçük ve en küçük şeyler dahi kimsenin gözünden kaçmıyor. O nedenle kadınlar tuvaletlerde kontrollüdür ve izlendiğini bilerek her hareketine dikkat eder: İşemeye başlayacağı anın zamanlamasını yapmak, tuvalette kalma süresini ayarlamak, dışarıdan gelen seslere kulak vermek, “aynanın önünde bir var mı?”, “lavaboda ellerini yıkayan biri var mı?” diye aklından geçirmek tuvalet ritüelinin bir parçasıdır. Doğal bir ihtiyacın karşılanabilmesi ve rahatlama hissinin uyanması için sonu olmayan bir sosyal kabul çemberinin içine dalınır. Wieden + Kennedy Portland’ın deodorant markası Secret için hazırladığı #StressTest kampanyası dahilindeki Ladies’ Room filmiyle tuvaletlerde yaşanan bu sosyal kabul testlerinden yola çıkarak tasarlanmış.
Filmde sohbet ederek kadınlar tuvaletine giren keyfi yerinde bir grup kadın ve tuvaletteki bir kabinde panik halinde onları dinleyen Dana’yı görüyoruz. Dana muhtemelen cinsiyet değişimi operasyonu geçirdikten sonra ilk kez kadınlar tuvaletini kullanıyor. “Diğerleri benim burada olmamı nasıl karşılayacak, kabul görecek miyim?” türündeki endişeler yüzünden okunuyor. Film, Dana’nın kabinden çıktığı ana kadar yaşadığı strese odaklanıyor ve final aşamasında Secret deodorant için stres testi yapıldığı mesajını veriyor.
Film için öncelikle kadınlardan fikir alınmış ve onlara yaşadıkları stresli anlar sorulmuş. Dolayısıyla bu film cinsiyet değiştiren kadınların toplumsal hayatta gerçekten de yaşadığı ve baş etmek zorunda kaldığı bir anı gösteriyor.
Görsel: YouTube