SXSW 2016’da Fast Company kıdemli editörü Kim Last’a konuk olan SoulCycle’ın kurucuları Elizabeth Cutler ve Julie Rice’ın birçok ortak noktası var. Her ikisi de New Yorklu, tutkuyla bağlı oldukları profesyonel kariyerlere sahip genç kadınlar ve her ikisi de egzersizin önemine inanıyor. İkilinin ortak noktası bunlarla da bitmiyor. Cutler ve Rice, 10 yıl öncesine kadar bir şeylerinin daha ortak olduğunu fark etti: İkisi de New York’taki spor salonlarını sevmiyorlardı.
Tune in! We're live with Julie and Elizabeth at #SXSW! https://t.co/LmjkUroRsP pic.twitter.com/xXBRm4ogB3
— SoulCycle (@soulcycle) March 15, 2016
Onlar için ne yaptıkları antrenman programları yeterliydi ne de spor yaptıkları salonlar yeteri kadar eğlenceli… Bu salonların hiçbiri bir topluluk yaratıp bu topluluğu geliştirme doğrultusunda adımlar atmıyor, bir yandan kalorileri yakarken diğer yandan meditasyona yönelik keyif veren deneyimler sunmuyordu. Kimsenin böyle bir işe daha önceden girişmediğini fark eden girişimci ruhlar Cutler ve Rice, SoulCycle’ı kurmaya karar verdi.
Amerika’da yer alan üç düzine stüdyoda sabit bisikletlerle kardiyo egzersiz programları düzenleyen SoulCycle’ın tek amacı, fiyatı 30 ile 80 dolar arası değişen ve 45 dakika süren derslere katılanların kalori kaybetmesi değil. Asıl amaç katılımcıları bu 45 dakikada boyunca ruhani bir yolculuğa çıkarabilmek. Egzersizin gidişatına göre değişen müzik tınıları, üyeler belki de hayatlarının en zorlu egzersizi yaparken ortaya çıkan enerji, paylaşım ve onları motive eden eğitmenler… SoulCycle, kendini egzersiz programları düzenleyen bir yer olarak değil, deneyimlerin paylaşıldığı bir marka olarak tanımlıyor. Rice, y neslinin de artık ürünlere değil, bir ürün ya da hizmet satın alırken öncelikle yaşayacağı deneyime önem verdiğini belirtiyor.
Everyone works at the front desk before going to hospitality program to ensure employees are hospitable, says @soulcycle co-founder. #SXSW
— Rachael Genson (@rmgenson) March 15, 2016
Pazarlama açısından bakıldığında ise SoulCycle’ın kendi yağıyla kavrulduğunu söyleyebiliriz. Reklam vermeyen marka, başarısını kendini SoulCycle’a adayan ve desteğini esirgemeyen daimi müşterilerine borçlu. David Beckham ve Charlize Theron gibi Hollywood’un ünlü simaları da SoulCycle’ın müşteri profilinde yer alıyor.
Elizabeth Cutler’a göre bu başarının başrolleri ise SoulCycle çalışanları. Meraklı, yaptığı işe tutkuyla bağlı, kendini yenilemeye ve geliştirmeye çalışan insanlarla birlikte iş yapmak ve özgünlük kavramını kişiliğine, yaptığı işe yansıtan ve cesur kararlar almaktan çekinmeyen kişilerle çalışmak %95 oranında başarı getiriyor. Geriye kalan %5’lik kısım ise kolektif çabayla hallediliyor.
360 derecelik bir bakış açısına sahip olan SoulCyle; moda, egzersiz, arkadaşlık, müzik ve daha pek çok şeyi birleştiren bir yaşam tarzı markası. Katılımcılar, egzersizler sırasında duyumsal bir çevrede bulunma deneyimini yaşıyor ve böylece ortaya çıkarmak istedikleri ideal benliklerine odaklanabiliyor.
Internal listening is CRITICAL. "We became a culture of listeners, among customers & ourselves" Elizabeth Cutler @soulcycle #SXSW #HAVASXSW
— Matthew Cirri (@mattcirri) March 15, 2016
SoulCycle’da katılımcıların her anından zevk aldığı, kendilerini özel hissettiği, bireyselliği ön plana çıkaran bir pazarlama stratejisi ve müşteri ilişkileri politikası yürütülüyor. Müşterilere kulak vermek bir kültür olarak benimsenmiş. Marka, bu sınıflara katılan kişilerin geri dönüşlerini, sosyal medyada SoulCycle ile ilgili yaptıkları yorumları fazlasıyla önemsiyor. Örneğin, katılımcılar en sevdikleri eğitmene tweet atıp onunla iletişime geçilebiliyor. Egzersize yönelik çalma listeleri, program saatleri, ilham verici sözler ise markanın Facebook ve Twitter sayfasında sürekli bir döngü halinde ilerliyor.
Görsel; SXSW