Gün içerisinde birçok farklı ruh halini yaşıyoruz. Aldığımız bir haber o günün ruh halini değiştirmeye yetiyor. Fakat öyle bir an oluyor ki, hissettiklerimizi tek bir kelimeyle açıklayamıyoruz. Kâh karnımızda kelebekler uçup sevgi pıtırcığı oluyoruz kâh böğrümüze bir yumru saplanıyor. Vücudumuzda bir ağrı olduğunda bile “Karnımın yanından bir bıçak saplanıyor da içeriye doğru bir yılan kıvrıla kıvrıla dolanıyor gibi.” diyerek açıklamaya çalışırız. Peki ya bu hisleri tek bir kelimeyle açıklamaya çalışsak?
John Koenig, bu soruya yanıt vermek için 2009’dan bu yana The Dictionary of Obscure Sorrow isimli mütevazi bir blog tutuyor. Tek kelimeyle açıklanamayan hisler için sözlüklerde bulunmayan kelimelere hayat veriyor. Hiçbir sözlükte yer almayan, hiçbir dile mensup olmayan bu kelimeler aslında dilin dinamik ruh halini de ispatlar nitelikte.
Örneğin, “Bir an olur ve tüm hayatınız gözünüzün önüne gelir, geçmişi düşünürsünüz. Ancak bu aslında tam tersidir, geleceğe bakıyorsunuzdur. Henüz yapmadığınız, gitmediğiniz, tatmadığınız şeylerdir gözünüzün önüne gelen.” bu hissi, anı Koenig, Kudoclasm kelimesiyle açıklıyor.
“Hafızamızı ve anılarımızı bir sanat eserleri olarak görecek olursak, hiçbir zaman tamamlanmayacak bir eserle karşı karşıyayız. Asla bitmeyecek, bitemeyecek. Sadece zamanı dolduğunda unutulup terk edilecek.” diyor Koenig. Ve tüm bu duygu buhranını Klexos kelimesiyle karşılıyor.
Zenosyne ise zamanın çok daha hızlı geçtiğini hissetme durumu olarak açıklanıyor en kısa haliyle.
Aralık 2009’dan bu yana ürettiği onlarca kelimeyle Koenig, kendi gerçekliğini yaratıyor ve bunun sahte olmadığını gayet geçerli sebeplerle açıklıyor. Sık Sorulan Sorular bölümüne gelen “Bunlar gerçek kelimeler mi yoksa sen kendi aklından mı uydurdun?” sorusunu “İkisi de. Bunlar benim yarattığım gerçek kelimeler.” diyerek yanıtlıyor. Kurduğu naif dünyasında yarattığı harika kelimelerle John Koenig, minik kelimelerle büyük ilhamlar vadediyor.
Görsel; The Dictionary of Obscure Sorrow