Yaratıcı bünyeler için günlük besin kaynağı
Cesaretin, Yeniliğin ve Spot Işıklarının Peşinde: Zeki Başeskioğlu

Cesaretin, Yeniliğin ve Spot Işıklarının Peşinde: Zeki Başeskioğlu

Yerel bir mayo markasının dünya plajlarında boy gösterebileceğinin mümkün olduğunu gösteren Zeki Başeskioğlu'nun cesaretle yazılmış hikayesi.

Önemli figürlerin kayıplarının ardından, bu figürlerin ortak belleğimize kazıdıkları üzerinden kapsamlı retrospektifler hazırlamayı çok seviyoruz. Bu yazımızın kahramanı da, geçtiğimiz günlerde yaşama veda eden;  kariyeri boyunca iddiasından hiçbir zaman vazgeçmeyerek Türkiye’de moda, perakende ve hatta pazarlama sektörlerinde aynı anda ikonlaşan Zeki Triko kurucusu Zeki Başeskioğlu.

Olabilecek En ‘Alaylı’ Girişimci

Sosyal medyanın henüz fikrinin bile akıllara düşmediği ‘o’ zamanın Türkiyesinde lüks plaj modası denince akıllara gelen tek bir marka vardı: Zeki Triko. Dünyaca ünlü top modellerle yapılan ve İstanbul’un her yerini süsleyen iddialı katalog çekimleriyle akıllarda kalan Zeki Triko’nun hikayesi aslında çok daha eskiye dayanıyor. 1930 yılında Akseki’de yoksul bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Zeki Başeskioğlu, genç Türkiye Cumhuriyeti’nin henüz ‘ekonomik hamleler’ yapılmayan, en az kendi ailesi kadar yoksul dönemlerinde büyür. Ve Zeki Başeskioğlu’nun girişimcilik geçmişi henüz çocuk olduğu yıllara kadar uzanır. Birçok farklı tekstil ve satış işinde çıraklık yaparak girişimciliği olabilecek en ‘alaylı’ biçimde öğrenen Başeskioğlu, yıllar boyu keskinleştirdiği ticari zekasını 1958’de kurduğu Zeki Triko ile daha büyük bir arenada sergilemeye başlar.


Ünlülerin Gücü Adına

Zeki Başeskioğlu’nun Mahmutbey’de çorap satarak başlayan İstanbul macerası, çok geçmeden onun gelişen tekstil piyasasındaki artan talepleri ve kapatılması gereken açıkları görmesiyle hızla dönüşür. Jarse elbise ve triko giysiler üreten küçük bir atölyede doğan Zeki Triko, yıllardır İstanbul’un moda merkezlerinden olan Rumeli Caddesinde butik açan ilk markalardan biri olur. 

1969 yılında ilk ihracatını gerçekleştiren Zeki Triko için artık büyüme ve dünyaya ayak uydurma dönemi başlamıştır. 1984’e kadar triko ve kadın giyim ürünleri üreten Zeki Triko, piyasadaki doygunluğu fark ederek, yeni bir arayışa girer ve ortaya markanın ilk mayo ve bikini koleksiyonu çıkar.

Katalog çekimlerini ve defilelerini dönemin en ünlü modelleriyle gerçekleştirmek isteyen Zeki Başeskioğlu’nun, ‘celebrity’lerle çalışma tutkusu aslında daha eskiye dayanır. Henüz elbise ürettiği yıllarda Nebahat Çehre’yi marka yüzü yapan Başeskioğlu bu kez gözünü daha yükseklere diker. Çünkü takvimler 80’li yılların sonunu gösterdiğinde artık devir top modellerin devridir. Cindy Crawford, Claudia Schiffer ve Naomi Campell gibi modellerin moda dünyasını kasıp kavurduğu yıllarda Başeskioğlu tüm riskleri alarak söz konusu modellere ve Vogue, Vanity Fair gibi dergilere çekimler yapan fotoğrafçılara astronomik bedeller ödeyerek dünya standartlarında katalog çekimleri ile Zeki Triko’yu emin adımlarla lüks moda segmentine taşır. Zeki Triko’nun Copacabana ya da Ibiza sahillerinde çekilmiş kusursuz koleksiyonları ve iddialı podyum şovları da zaman içinde, tıpkı Pirelli Takvimi ya da Victoria’s Secret defileleri gibi bir arzu ve merak nesnesine dönüşür. Aslında Zeki Başeskioğlu, plaj modasındaki ilk global oyuncu olmayı biraz da bu cesur hamlelerine borçludur.

Ürün Değil Yaşam Tarzı Satmak Uzmanlık Alanıydı


Zeki Triko’nun modern ve zevkli tasarımları Londra, Paris ve Milano gibi moda başkentlerinde boy gösterirken, Zeki Triko’nun Türkiye’deki varlığı da bol miktarda ‘meydan okuma’ içerir. Muhafazakar toplumun kodlarına inat, kadın bedeninin estetiğini ve plaj kültürünün özgürleştirici etkisini sonuna kadar kullanan marka, kimi zaman eleştirilse de geri adım atmadan yola devam eder. İlk olarak 1997’de İstanbul’daki reklam panolarından yasaklanan afişleri sonrasında o çok konuşulan ‘Güneşi Özledik’ açıkhava işi ile adından söz ettirir. Bu kampanyadan 10 sene sonra da yine Hulusi Derici’nin yönetimindeki M.A.R.K.A imzasını taşıyan sadece sebze görsellerinin kullanıldığı protest kampanyasıyla da sektöre damgasını vurmayı başarır. Neredeyse tamamı bizzat Zeki Başeskioğlu’nun kararı doğrultusunda hayata geçen bu protest işler, pazarlama stratejilerinin ‘zeitgeist’tan nasıl etkilendiğini de bir kez daha gözler önüne serer.

Nihayetinde Zeki Triko, Türkiye’deki hızlı toplumsal dönüşüme ve artan rekabete direnemeyip 2021 yılında iflasını açıklar. Bu olay marka ve Türk tekstil sektörü için bir devrin sonu olsa da, geçtiğimiz günlerde 95 yaşında hayata veda eden Zeki Başeskioğlu’nun pazardaki eksikliği görme ve bu eksikliği cesurca doldurma biçimi, bugün bile hala pazarlama iletişimi derslerine ve çeşitli akademik makalelere konu edilir.

Görsel: M.A.R.K.A, Nadir Kitap