Amerikan tasarımcı ve sanat yönetmeni Jessica Walsh, bir dönem Stefan Sagmeister ile birlikte yürüttükleri tasarım stüdyosu Sagmeister & Walsh, ve ardından kurduğu yaratıcı ajans &Walsh ile kişisel markasını yaratmış bir isim. İlk olarak Kristal Elma 2015’te dinlediğimiz Walsh, sunduğu farklı kurumsal kimlik projeleri, renkli görsel dünyası ve mental sağlık hakkındaki illüstrasyon projeleriyle yer vermiştik.
Jessica Walsh’ın blogunda ve Instagram hesabında paylaştığı gönderide kişisel marka yaratmaya dair içgörülerini sıkıştırılmış bir şekilde sunuyor. Özellikle yaratıcılık, kişisel marka, internette bilinen bir yüz olmak gibi konularda kişilerin kendi yollarını çizebilmesi ve kendi değerlerini ortaya koymasının kıymetine dikkat çekiyor.
Aşağıda Walsh’ın tavsiyelerinin Türkçe çevirisini bulabilirsiniz.
Birinci Adım: Kendinizi Yaratıcılığa Maruz Bırakın
Kendinizi sadece kendi alanınızdan değil, farklı yaratıcı disiplinlerden çok çeşitli ilham kaynaklarına maruz bırakın. Film, müzik, sanat, fotoğrafçılık, moda ve tasarıma bakın. Güzel bulduğunuz ya da duygusal bağlamda sizde yankı uyandıran şeylerin arşivleyin. Zamanla, arşiviniz içinde yankı uyandıran şeylerin ortak yönlerini ve temalarını fark edeceksiniz. Bu ortaklıklar, kendi tutkularınız, önemli deneyimleriniz veya duygularınız ve yöneldiğiniz tarzlar hakkında ipuçları içerebilir. Bunların tümü özgün tarzınızı ve sesinizi geliştirmek için kullanılabilir. Zamanla, yöneldiğiniz ilhamların değiştiğini görebilirsiniz ve bu ilhamların siz değiştikçe nasıl geliştiğini takip etmek ilginç bir deneyimdir. Bu ilhamların kayıtlarını dijital olarak veya fiziksel bir albüm ya da günlük ile tutmanızı öneririm.
İkinci Adım: Kuralları Öğrenin
Çalışma alanınızın tarihi ve güncel durumu hakkında sağlam bir anlayışa sahip olmanıza yardımcı olur, böylece daha sonra özgün tarzınızı şekillendirirken tarihi ve güncel bağlamda konumunu anlayabilirsiniz. Bu, yaptığınız şeyin yeterince özgün olup olmadığına ya da geçmiş veya güncel bir yaratıcının işinden çok fazla referans alıp almadığına karar vermenize yardımcı olacaktır. Sizden önce gelenler ve alanınızda size en çok ilham verenler hakkında olabildiğince çok şey öğrenmenizi öneririm. Onların felsefeleri, çalışma tarzları ve kendi akıl hocalarının kimler olduğu hakkında bilgi edinin. Bir öğrenci olarak, eşsiz bir şey yaratmaya geçmeden önce çeşitli yaratıcı disiplinlerin temellerini, geleneksel tekniklerini ve kurallarını öğrenmeniz gerektiğinden, alanınızdaki en iyi yaratıcıların stillerini kopyalamanızda bir sakınca yoktur. Bu çalışma hiçbir zaman ticari amaçlarla kullanılmadığı ve yalnızca pratik yapmak için kullanıldığı ve paylaşırken kaynaklarınız konusunda her zaman dürüst olduğunuz sürece, kopyalama, yeni başladığınızda kuralları öğrenmek için harika bir yol olabilir.
Üçüncü Adım: Kuralları Yıkın
Çeşitli stil ve teknikleri denemeye zaman ayırın ve mecranızda yeni araç ve malzemelerle oynayın. Daha önce kullanıldığını hiç görmediğiniz geleneksel olmayan araçları veya teknikleri kullanmayı deneyin. Bir portreyi sadece doğada bulduğunuz taş veya dal gibi araçlarla boyamaya çalışırsanız ne olur? Ya da tipografi çizmek için kaligrafi fırçanızla sadece bir narın suyunu kullanırsanız? Boyutlu formların temelini oluşturmak için 3D yazılımı kullanmayı denerseniz ve ardından kendi film fotoğraflarınızdan dokuları bunların üzerine karıştırırsanız ne olur? Sadece süpermarkette bulduğunuz malzemelerle bir elbise yaratırsanız ne olur? Çok dijital görünen analog bir heykel yapmaya çalışırsanız ne olur? Müşterilerin ya da teslim tarihlerinin dayattığı hayal kırıklıkları ya da başarısızlık korkusu olmadan kendinize oynamak ve tuhaf şeyler denemek için zaman ve alan tanıyın. İyi bir yere varmadan önce çok sayıda kötü iş yapmanız gerekir. Bu deneme sürecinin bir yerinde yeni bir şey keşfedeceksiniz. Bu deneme sürecinin bir yerinde yeni bir şey keşfedeceksiniz. En çok ne tür tarzlar ve ortamlarla çalışmayı sevdiğinizi ve estetik olarak hangi sonuçlara yöneldiğinizi keşfedeceksiniz.
Dördüncü Adım: Kendi Kurallarınızı Oluşturun
Çalışmalarınızda rastgele kurallar oluşturmayı deneyin. Kurallar, insanların sizi tanımaya başlayabileceği akılda kalıcı ve sahiplenilebilir bir stil yaratmanıza yardımcı olabilir. Kurallar ne kadar benzersiz olursa, stiliniz de o kadar farklı olur ve bu da daha fazla tanınmanıza yardımcı olabilir. Bu, yazı yazarken sıklıkla kullanılan bir tekniktir. Örneğin, Dr. Seuss’un kitaplarını sadece 30-120 farklı kelimeyle yazma kuralı vardı, ancak bunları tekrarlayabilirdi, bu da kitaplarına insanların sevdiği garip ve benzersiz bir kelime stili kazandırdı. Belki bir ressamsanız, resim yapmak için fırça veya boya dışında farklı bir araç kullanmayı deneyin; sadece şişe kapakları veya tüyler kullanarak resim yaparsanız ne olur? Eğer bir grafik tasarımcısıysanız, sadece bir ucuzluk mağazasındaki ürünleri kullanarak bir poster yapmak için kendinize meydan okuyun. Eğer bir moda tasarımcısıysanız, sadece yapay zeka kullanarak bir elbise tasarlarsanız ve kendinizi okuduğunuz son kitabın 34. sayfasında bulduğunuz kelimelerle sınırlarsanız ne olur? Kurallar rastgele olabilir ve yeni deneylere ilham verebilir!
Beşinci Adım: Kendi Sesinizi Keşfedin
Kendinizi keşfetmenin ve sizi birey olarak eşsiz kılan şeyleri anlamanın faydalı olabileceğini düşünüyorum. Sizi en çok ne kızdırır, size ne neşe verir, ruhunuzu ne ateşler, kötü alışkanlıklarınız nelerdir, bu dünyada en çok neyi seversiniz? Toplumun size taşımayı öğrettiği maskenin altındaki siz kimsiniz? Kişisel hikâyenizi ve geçmişinizi, sizi güldüren ya da harekete geçiren şeyleri yazın ve bu yaratıcı günlük tutma yoluyla, işiniz aracılığıyla keşfetmek ya da hakkında konuşmak istediğiniz tutkulu olduğunuz temaları bulabilirsiniz. Bu özgün deneyimleri, duyguları veya hikayeleri, yaratıcı merceğiniz aracılığıyla izleyicilerle anlamlı bağlantılar kurmanın bir yolu olarak kullanabilirsiniz.
Altıncı Adım: Özgün Sesinizi Paylaşın
Belli bir noktada, yeterince deneme yaptıktan sonra, sizi heyecanlandıran ve kendinizi iyi hissettiren işler veya projeler yaratmaya başlayacaksınız. Geri bildirim almak için bunları sosyal medyada veya Behance, Dribble veya diğer platformlarda paylaşın. Diğer insanların neyle bağlantı kurduğunu veya neyle ilişki kurduğunu görün. Bir şeyler yapmaya ve paylaşmaya devam edin. Paylaştığınız her proje veya parça, özellikle başlangıçta büyük bir tepki almayacaktır. Ancak, zaman içinde bir şeyler yapmaya, paylaşmaya ve insanların neyle bağlantı kurduğunu görmeye devam ederseniz, gelecekteki çalışmalarınız ve geliştirmeye odaklanmak istediğiniz alanlar hakkında bilgi sahibi olmanıza yardımcı olabilir. Yeterince uzun süre devam ederseniz, sonunda kendinize özgü bir tarzı ve dönüşü olan işler yaratacaksınız. Unutmayın, ısrarcı olmak anahtardır! Pek çok büyük ünlü sanatçı kendi özgün tarzlarını ancak 60 ya da 70 yaşlarında bulabilmişlerdir, bu nedenle biraz zaman alırsa yılmayın.
Görsel: Instagram