Gelelim günün sonuna. Ana sahne, “Hub” salonundaki son konu; “Youtube ile Ün!”
Okan Bayülgen’in moderatörlüğünde gerçekleşen panele SkecthSHE, İdil Tatari, Oğuzhan Uğur, Ruhi Çenet katıldı.
3 güzel kızdan oluşan Skecthshe grubu popüler parçalara dudak eşleyerek (lip sync) eğlenceli ve komik videolar hazırlıyor. Youtube’da ciddi bir hayran kitlesi var. Bu güzel 3 kızı takip edenlerin neden takip ettiğini sormak anlamsız. Onun yerine videolarını izlemek yeterli olacaktır.
İdil Tatari ise Youtube üzerinden yemek tarifleri anlatıyor. Güzel ve zeki aşçımızın bir de 1,5 yaşında bebeği varmış. Kendisine bir sürü TV’de yemek programı teklifi gelmesine rağmen, bu teklifleri geri çevirip Youtube kanalı üzerinden yemek yapmaya devam etmek istemiş. Şimdilik TV’ye sıçrama gibi bir isteği de yok. Üstelik en az TV kadar para kazandığını belirtiyor.
Oğuzhan Uğur ise gerçekten ilginç bir vaka! Youtube üzerinden paylaştığı şarkı ve klipleri sayesinde ünlü oldu. Yaptığı tüm videolar izlenme rekorları kırdı. Öyle ki, insanlar Youtube’tan tanıyıp, beğenip, konser bileti alıp konserine gidiyormuş. Yaptığı ilk konsere gelen kişi sayısı 1.500. Daha ne olsun! Söylediğine göre, hasedinden çatlayan ünlü şarkıcılar işin sırrını sormak için Oğuzhan Uğur’u arıyorlarmış.
https://www.youtube.com/watch?v=Bm9fE08uiXI
Ve Okan Bayülgen’in en son Youtuber konuğu; Ruhi Çenet. Okan Bayülgen, büyük hayranlık ve şaşkınlıkla karşıladığı konuğuna şunları söylüyor: “Siz hiç seks konusuna girmiyorsunuz. Seks yok, politika yok, komedi yok. Bu kadar insan sizi niye izlesin ?” Sanırım merak için… Ruhi Çenet, alışılmışın dışında, konusu gizem, tarih ve gerilime dayalı videolar çekiyor. Bu konuda da oldukça başarılı.
Okan Bayülgen, konuklara soru sordukça, işin sırrı çözülmeye başlıyor. Öncelikle, artık günümüzde insanlar cep telefonu, tablet gibi aletlerle gün içerisinde oldukça haşır neşir hatta ellerinden düşürmüyorlar. Bu da Youtube kanallarını mobil uyumluluk açısından TV’ye kıyasla daha çok izlenir kılıyor. Ünlüler de bu durumdan oldukça memnun. Çalışma saatlerini istedikleri gibi belirleyebiliyorlar. Ülkenin gündemine göre içerik hazırlayabiliyorlar ve bunları yaparken hiç kimse onlara karışmıyor. Düşük bütçeyle çektikleri bu videolarla hem gelir sağlayıp kendilerinin patronu oluyorlar hem de orijinal içerik üretmenin keyfini sürüyorlar. Özellikle de düşük bütçeli olunca keyifleri yerinde; çünkü prodüksiyona ne kadar az para harcarlarsa o kadar çok izleniyorlar işin ilginç tarafı. Okan Bayülgen’in buna yorumu ise şöyle: “Siz hala onlara aitsiniz. TV’de olsanız, onlara ait olmazsınız.”
Youtube işin kamera arkası gibi geliyor belki biraz da. Gerçeklik algısı değişiyor ve daha ulaşılabilir yapıyor ünlüleri. Bu durum, ünlülerin canına minnet. Onlar da biz özgürüz bu diyarda diyorlar. Karışanımız görüşenimiz yok diyorlar.
Böylece Youtube, yeni nesil yayın organı olarak öne çıkarken geleneksel medyanın yasaklı kelimelerinden, katı kurallarından, dikey hiyerarşisinden uzaklaşırken şovun yıldızlarına kendi kararlarını alma imkanı sunuyor. Yeni medyanın ve yeni dünyanın yıldızlarının evrimi de bu konforlu tabanda gelişmeye devam ediyor.
Görsel; Bigumigu