Ali Demirel bu deneyimi hem bir yerlere gitmiş gibi hem de bir şeyleri kaybetmiş gibi hissettiren bir süreç olarak tanımlıyor. Ortaya çıkan video da bu ikilikten doğmuş.
Instagram’da yaptığı paylaşımda, bu yolculuğun yalnızca teknolojik değil, aynı zamanda derin bir içsel süreç olduğunu vurgulayan sanatçı, “Fiziksel olarak gezseydim daha az yorulurdum…” diyerek yapay zekâyla üretmenin zihinsel ve duygusal boyutuna dikkat çekmiş. Türkiye’nin dört bir yanını dijital olarak gezip, yapay zekâ destekli görsellerle yeniden inşa eden sanatçı, bu süreci şu sözlerle özetlemiş:
“Bilgisayarımda gerçeğe ne kadar yaklaşır ve estetik olarak ne kadar güzel bir şey yakalarsam, aslında onun o kadar çirkin bir şey olabileceğini fark ettim; çünkü o beni gerçekten bir o kadar uzaklaştırıyordu.”
“Fiziksel olarak gezseydim daha az yorulurdum…”
Proje, yalnızca bir seyahat simülasyonu değil; aynı zamanda teknoloji, sanat ve kimlik üzerine bir sorgulama alanı. Bir ressam ya da müzisyen gibi hissettiğini belirten sanatçı, bu yeni üretim biçiminin sunduğu özgürlükten de heyecan duyduğunu dile getiriyor: “Artık aklımdaki fikirler için aylarca, yıllarca beklememe ve para bulmama gerek yok… ve bu mükemmel bir şey.”
Ancak yolculuğun sonunda, üretilen içeriğin “ne kadar kendisine ait olduğu” sorusu, sanatçıyı düşündürmeye devam ediyor. “Bu yolculuk, pek benim gibi hissettirmeyen bir ‘ben’in yolculuğu gibi oldu,” diyerek, yapay zekânın bireysel yaratıcılık üzerindeki etkilerine dair çarpıcı bir yorumda bulunuyor.
Videoya, Barış Manço’nun “Seher Vakti” isimli eseri eşlik ediyor.
Bu gönderiyi Instagram’da gör
Görsel: Ali Demirel