Toyota’nın lüks otomobil markası Lexus’un 1989 yılında sahneye çıkan ilk modeli LS 400 idi. LS 400 den bu yana bütün Lexus’ların tasarımında uygulanan “yet” felsefesi, Lexus Tasarım Ödülleri’nin bu yılki teması oldu. “Yet”in Türkçe’de birçok karşılığı var ancak buradaki kullanımı “bununla beraber/aynı zamanda/ama” sözcükleriyle açıklanabilir. Başka bir deyişle Lexus’a göre “yet” zıtlıkların bir araya geldiğinde yarattığı uyumu ifade ediyor. Örnek vermek gerekirse, bir Lexus’un “konforlu aynı zamanda da doğa dostu” olması yet felsefesine uygun düşüyor. Yine bir Lexus’un “canlandırıcı bir sürüş deneyimi sunarken aynı zamanda mükemmel yakıt verimliliği sağlaması” yet felsefesine örnek verilebilir.
İsviçre’de öğrenimine devam eden Perulu tasarımcı Paula Cermeño da yet felsefesine uygun olarak ev kazaları sonucu meydana gelen yanıklar için bir bandaj serisi tasarladı ve Lexus Tasarım Ödülleri‘nin finalistlerinden biri oldu. “Sentetik ve aynı zamanda doğada kolaylıkla çözünebilen” Platanaceae adlı ilk yardım serisi, muz yapraklarının su içeren yapısı sayesinde yanık bölgeyi rahatlatma özelliğine sahip. Uyumlu formları sayesinde herhangi bir yapıştırıcıya gerek olmadan kol, bilek, el ve parmaklar gibi farklı bölgelere direkt uygulanabiliyorlar. Yanıklara uygulanan klasik bandajların 24 saat içinde yenilenmesi gerekirken muz yaprağı bandajlar zamanı geldiğinde kendiliğinden ciltten soyularak dökülüyor. Muz yaprakları tropik bölgelerde bol miktarda yetişiyor. Lausanne Sanat ve Tasarım Üniversitesi’nde (ECAL) yüksek lisans yapmakta olan tasarımcı, bu yaprakların nerelerde kullanıldığını araştırırken yanıklı hastaların yaraları için de kullanıldığı bilgisine rastlamış. Yanıklarda diğer sentetik bandajlara eşit hatta onlardan daha etkili sonuç veren muz yaprağı bandaj fikri böyle ortaya çıkmış. Tasarım projesi, kullanıcının ihtiyaçları (tıbbi, ergonomik) ve muz yaprağının özellikleri (üretim kolaylığı, doğa dostu olma) analiz edilerek geliştirilmiş.
Görsel: Lexus Design Award 2017