Gluteni ve Çölyak hastalığını artık hepimiz çok iyi tanıyoruz. Starbucks’ın kasa yanı minik, glutensiz keklerini para üstü beklerken eline alıp, evirip çevirmemiş olan yoktur herhalde.
Gluten intoleransı, yani çölyak hastalığı genel nüfusun %1’ini etkilerken, bu oran vakıf üniversiteli kızlarımızda %35’e, beyaz yakalı genç profesyonellerde %53’e, amerikan menşeli kahveci müşterilerinde %78’e çıkıyor. Tumblr’daki “Gluten Free Museum” (Glutensiz Müze) işte bu arkadaşları düşünmüş.
Fransız grafik sanatçısı Arthur Coulet; birinci dünya sorunları arasında hızla yükselen bu hastalığın “pençesine düşenler” için üşenmemiş, farklı zamanlara ait ünlü eserlerde, filmlerde ve fotoğraflarda gördüğü glutenli veya glutene giden yolu döşeyen ne var ne yok, yok etmiş. Glutensiz hale getirdiği tüm bu eserleri “Gluten Free Museum” adını verdiği Tumblr hesabında yayınlamış.
Sonuçta ortaya eğlenceli işler çıkmış mı, evet. Klasik eserlerde ekmekler yerini boş tabaklara bırakırken, Van Gogh’un sapsarı başak tarlaları ise yemyeşil çayırlara dönüşmüş. Pablo Picasso’nun ekmeklerden parmak yaptığı ünlü fotoğrafında ise ekmekler gidince meşhur çizgili tişörtüyle masada mahsun mahsun oturan bir Picasso kalmış.
Coulet, Antik Mısır zanaatkarı Sennedjem’in bile eserindeki glutenlere müdahale etmiş ve tarihi eserde ne başak bırakmış ne de çapa. Bare Walt Disney’in köpeciklerinin yediği spaghettiyi bıraksaydın be adam!
Görsel; glutenimage