Yaşanmış bir hikayenin sosyal medyada, bir "marka sayfasında" yankı bulmasından bahsedeceğim bu haberde. Markalar için tüketiciyle empati kurmanın, doğru içgörü oluşturmanın ne derece önemli olduğunu gösteren bir hikayeden de aynı zamanda.
ABD New Hampshire'dan Brandon Cook adındaki bir kullanıcı, başından geçen dokunaklı bir olaydan hareketle, ABD ve Kanada'da bakery mağazalar zinciri bulunan Panera Bread'e şöyle bir teşekkürde bulunmuş kendi Facebook sayfasından.
Kısaca özet geçiyorum Türkçe olarak;
Brandon'un kanser hastası büyükannesi, torunundan canının çorba çektiğini, ancak hastanedeki hiçbir şeye benzemeyen çorbalardan bıktığını dile getirmiş. Brandon büyükannesinin en sevdiği çorba Clam Chowder (ekmek içinde sunulan, deniz ürünleri ve sebzeye yapılan bir tür çorba) için, sadece Cuma günleri çıktığını bildiği halde, Panera'nın yolunu tutmuş. Şube müdürüne olayı anlatmış ve çorbayı yapıp yapamayacaklarını sormuş. Ve hiç tereddütsüz çorbayı çıkaracaklarını söylemişler. Böylece Brandon büyükannesinin en sevdiği çorbayı satın alıp onu mutlu edebilmiş.
Oğlunun yazdığı bu yazıyı çok beğenen ve duygulanan annesi Gail Cook, aynı yazıyı Panera Bread'in fan sayfasının duvarında paylaşmış ve post kısa sürede 500 bin beğeni, 20 binden fazla yorum almış.
Facebook'ta büyük yankı yapan bu olaydan sonra NH, yerel haber ve etkinlik kanalı Nashua Patch bir röportaj yapmış Cook ailesiyle. Penara'nın tüketiciyle iletişimini sağlamlaştırması açısından, sosyal medya kanallı bir hikaye kampanyası başlatması da kaçınılmaz olmuş tabi tüm bu yaşananlardan sonra.
Gündelik hayatta, sıradan olmasa da gayet tabii benzer örnekleriyle karşılaşabileceğimiz bu hikayenin 'gerçek oluşu', markanın haberi olmadan üçüncü tekil kullanıcı tarafından direkt sayfa duvarına post edilmesi, gönderiye olan yoğun ilgiyi ve olayın tüm dünyada bu kadar konuşulmasını hiç de zorlanmadan açıklıyor bana kalırsa.
*Haber fotoğrafı Nashua Patch'in sayfasından alınmıştır.