Çikolata markası Cadbury, Fallon’un yerini alan yeni reklam ajansı VCCP ile iş birliğinin ilk ürünü olan reklam filmini geçtiğimiz aylarda yayınlamıştı. Markayı geçmişten gelen mirasına geri götürerek, bir aile markası olarak yeniden konumlamayı amaçlayan yeni strateji çerçevesindeki film; duygusal ve tatlı bir hikaye anlatıyor. Film; Cannes Lions 2018’de ödül alabilecek güçlü adaylardan olarak görülüyor.

Film günlük hayat içindeki sevgi dolu anlara ve paylaşılan küçük duygusallıklara eğiliyor. Hikaye; bir anne-kız hikayesi. Yoğun bir iş gününün ardından bir annenin aceleyle kızını okuldan almasıyla başlıyor. Annenin telefonu çalınca kız yakındaki bir bakkala dalıyor ve dışarıda bekleyen annesi için bir çikolata istediğini söylüyor.

Herkesin İçindeki İyilik

Ancak küçük kız ödeme yapmak için cüzdanını çıkardığında görüyoruz ki parası yok. Onun yerine dükkan sahibine düğmeler, plastik para, madalya, oyuncak bir yüzük gibi ıvır zıvırlar ve en sonunda istemeye istemeye çıkardığı gibi minik tek boynuzlu atın veriyor. Kızın tek mal varlığı da bunlar belli ki. Dükkan sahibi ise kızın koyduğu para olmayan ödemeye bakıp kıza çikolatasını uzatıyor, üstelik para üstü olarak da tek boynuzlu atını geri veriyor. Kız da koşup annesine “Doğum günün kutlu olsun” diyerek çikolatayı uzatıyor, dükkan sahibi onları sevgiyle izlerken sarılıyorlar.

Filmin”Herkesin içinde bir buçuk bardak vardır.” sloganıyla noktalanıyor. Bu da hem markanın daha önce vurguladığı klasikleşmiş faydası; ürünlerinde olan süt miktarına değiniyor. Hem de herkesin içinde var olan tatlılığa, iyiliğe gönderme yapıyor.

Frederic Planchon tarafından yönetilen film, gerçekten de sattığı ürün kadar tatlı bir film…