1994'ten beri topluca kabul edilen bir tanım bu: Bilgisayar Oyunu Gazeteciliği. 1994'ten beri geldiği yer, gideceği yerlerin ihtimali, ve yol boyunca uğradığı duraklar koskoca bir heyecan, eğlence, emek, sevgi ve adanmışlık tablosu adeta. Oyun böyle bir şey değil midir ki zaten? 🙂
Çok taze bir haber değil belki bu, ama içeriği taze, genç, yepyeni ve heyecanlı. Ağustos ayında aldıkları bir kararla daha önce belkemiğini, omurgasını, kanını canını oluşturdukları Level dergisinden ayrılarak kendi bağımsız dergilerini çıkartan bir gruptan bahsediyorum efenim sizlere.
Level dergisinden çıkışlarından öte, yaptığı işi severek yapan ve bu sevgisini de işine yansıtmayı çok güzel bir şekilde başaran bu grup, OyunGezer adı ile Sinan Akkol, Tuğbek Ölek ve Serpil Ulutürk editörlüğünde Ekim ayından itibaren Türk oyun gazeteciliğinde bağımsız ve yeni bir nefes olarak aramıza katıldı.
Bağımsız dergi olmak kolay iş değildir. Güçlü bir gruptan prensipleri uğruna ayrılmak da sık görülecek bir olay değildir. (Bkz. aynı gruptan PC Gamer zamanları :)) Böyle bir sektörde bunu yapabildikleri, kalabalık bir oyuncu kitlesi tarafından benimsenmeyi başarabildikleri, en önemlisi de "Daha az bürokrasi, daha fazla özgürlük…" diyerek bu işe cesaret ettikleri için oyun sektörü mutluluktan takla atsa gerek 🙂
Oyun sevmeyen adam bile elinden bırakamıyor dergiyi :))) Böyle bir referansla da yola çıkınca haber yapması kolay oluyor. Buyrun efenim, Türk Bilgisayar Oyun Gazeteciliğinin geldiği çok güzel bir yerdeyiz. Kaç vakittir bu sektörü ayakta tutan ekip artık kendi ayakları üzerinde. Bize de sadece takip etmek ve sevinci paylaşmak düşüyor 🙂