Hint efsaneleri der ki, geçmiş zaman evvel tüm bu topraklar kuru ve kayalıktı. Üzerinde bir bitki dahi fiilizlenmemişti. Tepelerin tepesinde, bu çıplak ve gergin toprağa bakan bir kaya oturdu ve kalbi toprak kadar parladı. Kaya umutsuzca bir nehre dönüşmek ve yerküreye hayat vermek istedi. Yıllar geçti, kaya değişti, belki nehir olamadı ama çok güzel bir kadın oldu. Henüz o bunu farkında değilken evlendi fakat hala kalbi nehir olmak ve özgürce akmak istiyordu. En sonunda kayanın kalbinden geçenler gerçekleşti. Bilge Agastya’nın kamandalu’su (dikdörtgen su kabı) bir zaman devrildi ve içindeki tüm su toprağa yayıldı. Kaya yıllar sonra ovalar boyunca dolaşan, selam verdiği her vadiyi yeşile boyayan Kaveri oldu. Kaveri’nin tutkusu öyle güçlüydü ki etrafını kalın gövdeli ormanlar sardı ve o her gün özgürlüğüyle bitkileri kutsadı.
Kaveri Nehri eskiden beridir mitolojide ve halk arasında anneliği, özgür ruhu ve ustalığı sembolize ediyor. Kaveri şimdilerde eskisi kadar özgür değil. Artık Kaveri yorgun bir savaşçı ve bizim de onunla birlikte savaşmamız gerekiyor bu özgürlük için. “Story of Kaveri” videosu da bize bunu hatırlatıyor. Çünkü ne için savaştığını bilmezsen savunmanın ya da kavganın hiçbir manası da yoktur. Video, Reforest India tarafından yaratıldı. Reforest India, ormanları, doğayı, suları korumayı amaçlayan ekolojik ve para amacı gütmeyen bir kuruluş. Reforest India bu siyah beyaz filmi ve Kaveri’nin doğum hikayesiyle bizlerin kesinlikle dikkatini azalan sulara ve yok olan doğaya çekiyor.
Her Özgürlük Bir Gün Yok Olabilir
“Story of Kaveri” çok güzel bir konuya ışık tutuyor. Nehirler kurursa neler olacağını hikayeleştiriyor bizlere. Nehirler kurursa hayvanlar ve bitkiler de kurur. Sonra ne mi olur? İnsan olmaz orda, kuş olmaz orda, solucan olmaz orda. Hayat olmaz orda. Fark ettiyseniz olur diye sorulan bir sorunun cevabı sadece olmazlar. İşte suların özgürce ve kısıtlanmadan akması olurları doğururken, bilinçsizce ya da bilinçli yapılan bu yok oluşlar sadece olmaz doğuruyor.
Story of Kaveri, bir annenin toz zerreciği gibi olan hücrelerine kadar hissettiği işkenceyle nasıl ustalıkla mücadele ettiğini harika bir şekilde anlatıyor. Video, Kaveri’nin aktığı bölgelerde yaşayanların dillerinde yazıldı, yani Tamil, Kodava ve Kannada dillerinde. Videonun yönetmeni Vinod Eshwer eski zamanlardan beri insanların Kaveri için savaştığını söylüyor. Evet savaşıyorlar ama bakmıyorlar, nehir ölüyor. Nehir ölüyor ve insanlar bir cesedi bölüşmek için akbaba rolüne bürünüyor. Peki ya ceset de yok olduğunda elde ne kalacak? Ne için savaşacaklar?
Bir ağaç dikelim, ne kadar zor olabilir değil mi? Ya da birileri nehirlerin özgürlüğüne göz diktiğinde ona karşı duralım. Onların özgürlüğü bizim özgürlüğümüz çünkü. Onların dünyasında yaşıyoruz, burası insanlara ait sanrısına kapılıp bu yok oluşlara sırtımızı dönmeyelim. Yardım edelim sadece Kaveri değil, her nehir özgür aksın. Alakır ülkemizin özgürlük davası kazanılmış önemli bir nehri mesela. Onun gibi nehirlerin bizi kutsadığını hatırlayıp onları toza toprağa dönüştürmeyelim.
Görsel: Vimeo