Harvard Üniversitesi’nin geçtiğimiz yüzyıl boyunca 2.500’den fazla rengi arşivlediği Forbes Pigment Koleksiyonu’nun arşiv bilgileri, “An Atlas of Rare & Familiar Colour” adlı yeni bir kitapla paylaşıldı.
Atelier Éditions tarafından yayımlanan kitap, koleksiyonun 2.500 nadir pigmentinden yapılmış bir derlemeyi, pigmentlerin kaynağını ve nasıl kullanılacağına dair detayları içeriyor. Kitap, eşsiz koleksiyonun tarihçesini belgelemenin yanı sıra, sanatçıların renklere nasıl karşılık verdiklerini ve çalışmalarında nasıl kullandıklarını da anlatıyor. Kitabın bölümleri ise kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, mavi ve mor gibi renklerle adlandırılmış ve sonuç bölümleri ise de kahverengi, siyah, beyaz ve metalik olarak gruplandırılmış. Her bölümde, şişeler, şişecikler ve tüpler içinde pigmentlerin fotoğrafları gösterilmiş.
Koleksiyon, Harvard’ın orijinal renk koleksiyoncusu ve kuruma ait Fogg Sanat Müzesi’nin müdürü Profesör Edward Forbes’in çabalarıyla yaratılmış. Forbes, Harvard öğrencilerine, çeşitli evrensel pigmentlerin yapımı, kullanılabilirliği ve maliyeti hakkında Avrupa’daki çağdaşlarının erişime sahip olduğu bilgiyi sunmak istemiş. Böylece Harvard’daki öğrencilerin aynı çeşitlilikte ve kalitede malzeme kullanabilmelerini amaçlamış.
Koleksiyondaki bazı pigmentleri bugün elde etmek imkansız, bazı pigmentler ise ölümcül
Forbes, seyahatleri sırasında gerekli olan pek çok pigmenti birkaç yıl içinde toplamış. 1914’te Londra’da Charles Roberson & Co.’dan bir dizi malzeme satın aldığında ise arşiv önemli ölçüde büyümüş. Ayrıca İran ve Japonya’dan bağışçıların hediye ettiği pigmentlerle de koleksiyonu zenginleşti. Tate Britain ve EC Pigments, Sun Chemicals ve Kremer Pigments gibi firmalar da örnekler Forbes’e pigment örnekleri gönderdi. Koleksiyondaki pigmentlerin çoğunluğu nadir veya bir daha yapılması olanaksız olanlardan oluşuyor. Örneğin Hint Sarısı, orijinal olarak mango yapraklarıyla beslenen ineklerin idrarından, Mummy Brown (mumya kahverengisi) isminden de anlaşılacağı gibi eski Mısırlıların mumyalanmış bedenlerinden toplanmıştı -ki 1920’lerde hala bu pigment bulunabiliyordu. Koleksiyonundaki bazı pigmentlerin ise insanları hasta ettiği ya da öldürdüğü anlaşıldığından artık kullanılmaları mümkün değil. Örnek vermek gerekirse Asbestine, 1940’lara kadar kullanılan asbestten yapılan beyaz bir pigment olarak insan sağlığına oldukça zararlıydı. En ünlü zehirli renklerden biri olan Scheele’s Green, arsenik içeren zümrüt rengi bir yeşildi ve 19. yüzyılda popüler bir duvar kağıdı rengi oldu. Hatta Napolyon’u yavaş yavaş zehirleyip öldürdüğüne dair teorilerle tanınıyor.
Koleksiyon genişlemeye devam ediyor
2005 yılında, Mark Rothko ve Jackson Pollock gibi 20. yüzyılın ortalarındaki sanatçıların kullandığı renklerin de eklenmesine gerektiğine karar verildiğinde koleksiyon yeni bir misyon kazandı. Avustralya’dan gelen birçok yeni örnekle birlikte koleksiyon biraz daha genişledi. Günümüzde de Anish Kapoor’a lisanslı Vantablack 2.0 gibi çağdaş renklerle genişlemeye devam ediyor.
Görsel: Instagram, Atelier Éditions