Göller Bölgesi Kültür ve Turizm Kurumu için Steve Messam tarafından yapılan “Kağıt Köprü”, bölgenin kalbinde bir çay üzerine yerleştirilmiş, her iki tarafında da bölge taşlarından payandalar olan, hiçbir yapıştırıcı kullanılmamasına rağmen sağlamlığını kadim kemer teknolojisine borçlu bir eser.
Göller Bölgesinin tarihi boyunca sanatçıları, yazarları ve düşünce adamlarını beslemesinden ilham alan Messam, köprüyü yaparken ana malzeme ve karakter olarak kağıt kullanmış.
Türk mimarisinde de sıkça kullanılan harçsız-kilit taşlı kemer yapım tekniğinin benzeri bir yöntemle oluşturulan köprü, kemerin doğasıyla bütün ağırlığı payandalara aktarıyor. Bu teknoloji sayesinde köprü, değil birkaç insan, sığabilse 60 koyunu rahat rahat taşıyabilecek sağlamlıkta.
Suya dayanıklı olan köprü, çoktan birkaç sağnak atlatmış bile. Kağıtlar arasındaki basınç öyle yüksek ki, su kağıtların arasına hemen hemen hiç sızamıyor. Sızan az miktar su da, kağıdın içerisindeki lifleri şişirerek kağıtlar arasındaki basıncı arttırıyor ve ironik bir şekilde köprü yağmur öncesinden daha sağlam hale geliyor.
Köprünün kıpkırmızı rengi, içinde bulunduğu coğrafyayla arasında yarattığı renk kontrastıyla çevresindeki yeşilliği öne çıkarırken, yağmurda akmayan kırmızı boyası çevreye de zarar vermiyor.
Kağıttan Köprü, Göller Bölgesi’nin UNESCO Dünya Mirası payesi almak için yaptığı başvuruyu desteklemek üzere kurulmuş ve 10 gün kullanıldıktan sonra kaldırılacak. Kağıtlar da geri dönüşüme gönderilecek.
Görsel; dezeen