Dünya son birkaç yılda hem uluslararası ilişkilerde hem de alt kültürlerde kutuplaşmalar yaşıyor. Fikir ayrılıkları daha sert şekilde dile getiriliyor. İnternette ise sahte haberler çok daha kolay yayılıyor ve fikirler daha uç noktalara çekiliyor. Post-truth dünyasında her duygu kolayca tetiklenebiliyor ve fikir ayrılığı yaratılabiliyor. Cannes Lions 2018’deki “Marketing to Deeply Polarised Societies” başlıklı oturum da tam olarak fikir ayrılıklarının ve kutuplaşmanın yoğun oluğu toplumlarda pazarlamaya değindi. Crispin Porter + Bogusky’nin kurucusu ve genel başkanı Chuck Porter‘ın moderatörlüğünde gerçekleşen oturumda Pew Research Center’da politik araştırma yöneticisi olarak görev alan Jocelyn Kiley ve yazar, girişimci, radyo sunucusu Kurt Andersen yer aldı.
ABD’de vatandaşlar ne kadar kutuplaştı?
Jocelyn Kiley, oturumun başında yaptığı sunumda ABD’deki kutuplaşmaya odaklandı ve bu durumu vatandaşlar üzerinden inceledi. Amerika Birleşik Devletleri her ne kadar iki partili bir rejimde olmasa da genel kanı sadece demokratlar ve cumhuriyetçiler olduğu yönünde. Ve alternatif partiler de varlık gösteremeyecek kadar küçükler. İktidar ve muhalefetin ikili ilişkisinde de kırılmalar daha kolay yaşanıyor. Kiley, yaptıkları araştırmalardan birkaç grafik gösterdi. Bu grafikleri detaylı olarak incelemeyip sadece ana iskelete baktığınızda bile bir izlenim yakalayabiliyorsunuz. O da seneler içinde her iki tarafta da uç görüşler yükseliyor ve kutuplaşma artıyor.
Irksal ayrımcılık, iklim değişikliği, din, sosyal devlet, mülteci politikası ve kurumsal hayattaki düzenlemeler gibi konularda iki farklı görüşün zaman içindeki değişimini görüyoruz. Her grafiği incelemek yerine genel tabloya baktığınızda partiler arasındaki farkın yıllar içerisinde arttığı görülüyor. Sosyal hayatta da bu durum çok farklı değil. Cumhuriyetçiler de demokratlar da kendi görüşünü paylaşan insanları sosyal çevresinde tutuyor. Arkadaşları genellikle aynı görüş üzerine kurulu. Ki bu durum sadece arkadaşlık ilişkilerinde değil hane içinde de aynı şekilde gelişiyor.
Cumhuriyetçilerle ve demokratların yaşama biçimi de birbirinden ayrılıyor. Cumhuriyetçiler geniş evlerde, birbirinden uzak şekilde yaşamayı seçerken demokratlar küçük evlerde yaşayıp okul, mağaza ve restoran gibi hizmetlere yürüyerek ulaşmayı tercih ediyor. Öte yandan hobi cephesinde kimi aktiviteler her iki görüş için ortakken bazı noktalarda da net şekilde ayrılıyor.
Kurt Andersen ise 1986-96 yılları arasında parodi ve hiciv odaklı, politik doğruculuktan çok uzak Spy isimli yayınlamıştı. O gün şaka olarak yaptıkları pek çok şeyin günümüzde gerçek olmasına değindi. ABD’nin kurulduğu yıllarda sadece insanların inançları üzerine, adeta kolektif bilinçle inşa edildiğine dikkat çekti. ABD kurulurken herkesin sonsuz altını, gümüşü ve toprağı olacağı söylenirdi. Bu gerçek olmasa da pazarlama tekniği işe yaramıştı. Ve insanlar “Amerikan” olmaya inanmıştı. Bu değerin de milletin karakterini yarattığını söyledi Andersen. Eski senato üyesi Daniel Patrick Moynihan’ın “Kendi fikirlerinize sahipsiniz, fakat kendi gerçeklerinize değil.” sözünden alıntı yaparak ABD’yi yeniden gerçek olgular tabanlı yapmaya çağırdı.
Bir rakunun birleştirici gücü
12 Haziran günü ABD’de de çok ilginç bir olay yaşandı. Minnesota eyaletindeki Saint Paul şehrinde bir rakun, 93 metre yüksekliğindeki UBS Tower’a tırmandı. İnsanlar onu erken aşamada yere indiremeyince rakun tırmanmaya devam etti. 18. kata geldiğinde cam pervazında mola verdi ve bir süre kestirdi. Sonra da tırmanmaya devam etti. Bu olay bir anda öylesine büyük bir olaya dönüştü ki tüm televizyon kanalları haber yaptı. Hatta cumhuriyetçilerin takip ettiği Fox News ve demokratların takip ettiği CNN, MSNBC gibi yayınlar bu rakun hakkında konuştu. Normal zamanda birbiriyle aynı dilden dahi konuşmayan bu yayınları bir rakun adeta tek potada eritti. Hatta Porter’ın Minneapolis‘te (Saint Paul’a yakın bir şehir) yaşayan bir arkadaşını Santiago‘da (Minesota’daki kırsal bir bölge) yaşayan annesi aramış ve rakunu görüp göremediğini sormuş.
Bir rakun bir anda aile ilişkilerinden ülke gündemine kadar her yerde konuşulur hale gelmiş. Ve Rakun, aynı gece binanın çatısına ulaşmış ve doğal yaşam ekipleri tarafından oradan alınıp doğaya geri bırakılmış. Ve tabii bu sırada rakun dünya basınında haber olmuş. Kelimenin tam anlamıyla dünyanın her yerinde hatta. Şu anda Google’da “raccoon on building” diye arama yaparsanız karşınıza 21 milyon sonuç çıkacak.
Chuck Porter, kutuplaşmış toplumlarda pazarlamanın yanıtı olarak bu rakunu veriyor. Çünkü bu rakun bir reklam kampanyası olsaydı, sıfır medya bütçesiyle böylesine devasa bir kitleye ulaşmış olacaktı. Ayrıca bu rakunu hem cumhuriyetçi hem de demokrat yayınların haber akışına yer verdiğini de es geçmemek gerekiyor. Bu haliyle de pazarlamacılar için başlı başına büyük içgörüler içeriyor.
Görsel: Bigumigu