Özellikle 80 çocukları hatırlayacaktır, evlerde oturma odası ve misafir odası olarak iki ayrı salon bulunurdu. Misafir odası sadece özel günlerde girilen süslü bir oda olurdu. Sonraları bu iki oda bir araya geldi ve klasik salona dönüştü. Değişen şartlar ve küçülen evler iki salonu fazla lüks kılıyordu. Günümüzde ise millennial kuşağının yaşam şekli yine değişiyor. Yüksek kiralar ve alanların azalması nedeniyle evler küçülürken paylaşılan alanlar ve oda arkadaşlıkları şehir hayatının parçası oluyor. Londra, Paris gibi metropollerde salon kavramı tamamen ortadan kalkıyor ve salonlar da oda olarak kiraya veriliyor. Bu da beraberinde ortak yaşam alanlarının ve sosyalleşmenin giderek azalmasını getiriyor.
Londra’da yaşayan Türk tasarımcı Seray Özdemir’in bu durumu gözlemleyerek getirdiği çözüm evlerin çok da kullanılmayan bir alanı olan koridorları yaşam alanına çevirmeyi hedefliyor. Corridor Society isimli projesinde evler mikro mahaller olarak konumlanırken koridorlar da bu mikro mahalleyi birbirine bağlayan bir yolmuş gibi mahallede yaşayan topluluğun beraber kullanacağı bir alan muamelesi görüyor.
Proje ilhamını şehirlerde kaldırımlardan, kamusal alanlardan ve yaya yollarından alarak şehir tipolojisini ev ortamına taşıyor. Böylece koridorlar salonların yokluğunda insanların beraber zaman geçirebileceği, sosyal etkileşim sağlayan mekanlara dönüşüyor. Proje sayesinde, normalde insanların sadece geçip gittiği ve pek zaman geçirmediği bir yer olan geleneksel koridor anlayışı değişerek aktif bir ortak yaşam alanı sunuyor.
4 Parçalı Koridor Koleksiyonu
Corridor Society kapsamında 4 ana parça yer alıyor: Multi Level Lounger isimli çok katlı bir oturma ünitesi, ayaktayken üzerine yaslanabileceğiniz yastıklardan oluşan Standing Sofa, iç içe geçen bir raf birimi olan Spreading Hub ve köşeye dayanan bir sehpa olan 3/4 Table.
Multi Level Lounger koleksiyonun en büyük parçası. Birkaç farklı katta oturma birimleri içeren bu mobilya, bir portmanto görevi gören metal bir iskeletle destekleniyor. Evden çıkmadan burada oturup biraz sohbet etmek için ideal görünüyor.
3/4 Table; koleksiyondaki bir diğer oturma birimi. 3/4 bir daire görünümlü ünitenin entegre bir masası var. Köşeyi saran ünite; dar alanlar için iyi bir oturma ve çalışma çözümü sağlıyor.
Spreading Hub; üst üste konarak bir raf görevi görüyor. Parçalar ayrılarak tabure görevi de görebiliyor. Ya da yüksek bir çalışma alanı olarak kullanılabiliyor.
Standing Sofa ise metroda gördüğümüz türden bir ayakta yaslanma yastığı. Duvara monte edilen bu yastıklar, vücudun farklı bölgelerini destekleyebiliyor. Böylece ayakta rahat bir sohbet imkanı sağlıyor.
Seray Özdemir’in Royal College of Arts’taki yüksek lisans bitirme projesi olarak tasarladığı proje; millenial kuşağının ihtiyaçları ve yaşam şekli göz önüne alarak akıllıca tasarlanmış bir koleksiyon.
Görsel: Corridor Society