Dark Knight serisini yazarken arada başka ARG’lere de gözüm gitmiyor değil 🙂
Lost Ring, 2008 Olimpiyatlar için hazırlanmış; 5 karakterin Günay Afrika, İngiltere, kore, Japonya ve Arjantina’da hafızaları kayıp bir şekilde uyanmaları ile başlayan mistik hikayeli bir ARG'dir. Her karakterin kolunda ispanyolca “kayıp halkayı bul” dövmelerinin bulunduğunu da belirtmeden geçmeyelim 🙂 5 karakterin hepsi kendi lisanlarında konuşuyor ve kimisi çok az ingilizce biliyorlar.
Mart ayında başlayan ve yine tabiki hala devam eden Lost Ring ARG’sinin ana sponsorları Olimpiyatlar ve Mc Donald’s (Mc Donald’s kendini gözümüze gözümüze sokmuyor, mütevazi bu konuda)
4 site üzerinden oynanan oyunda, Findthelostring.com yaratılan karakterlerin blogları ve forumları, Thelostgames.com antik olimpiyat gizemlerini ele alan Eli Hunt’ın web sitesi ve podcastleri, 164.109.150.213 (omphaputer, henüz ne olduğunu anlamadım :)) ve Thelostring.com tüm oyunun ana tanıtımının yapıldığı, resim ve videoların olduğu site şeklinde düşünülmüş.
Kurgu 24 Ağustos 2008 Yaz Olimpiyatları’nın son gününde bitecek (o gün dünyayı kurtarmamız gerektiğini birazdan öğreneceksiniz).
Yaratılan her karakterin blogu, forumu, Youtube, Flickr, Twitter accountları var. Hepsinin güncellenmesi için kaç kişinin çalıştığını hayal edemiyorum 🙂
Oyun başlıyor!
Şubat 29’da bloggerlara ve basına T.L. Ring (The Lost Ring) adı ile gönderilen Fedex kutuları oyunu başlatıyor (5 karakterin farklı yerlerde olması nedeni ile neredeyse tüm şehirlerden internette ses getirecek kişilere bu Fedex kutuları gitmiş)
Kutunun içinden;
• Arkasında “uzun zamandır birinin sakladığı bir sır” yazan 1920 Olimpiyat posteri,
• arkalarında tarihler ve 24 Ağustos’ta yani Olimpiyat’ın son gününde dünyayı kurtarmamızı söyleyen 3 adet eski fotoğraf ve
• içinden yakında yeni bir alternatif gerçeklik oyununu www.findthelostring.com sitesinde, Ariadne ile tanıştığımızda maceranın başlayacağını haber veren bir not bulunan yün yumağı çıktı.
Mitolojiden fışkıran Ariadne
Ariadne( türkçede Arian)’nin ne olduğunu wiki’den araştırınca, yunan mitolojisinde Kral Minos’un kızı olduğunu ve Theseus’a aşık olduğunu öğreniriz. Atinalılar, barış anlaşması gereğince dokuz yılda bir, Minotor adlı öküz başlı canavara yedi genç kız ve erkeği kurban etmek zorundadır.
Theseus, canavarla savaşmaya gönüllü olur. Arian, Theseus'un Minotor'un içinde bulunduğu labirentten çıkabilmesi için ona bir ip yumağı verir. Theseus, Minotor'u çıplak elleriyle öldürür, Atinalı gençleri kurtarır ve ip yumağını kullanarak labirentten çıkmayı başarır. Bu öykü ile yumağın neden bize geldiğini anlıyoruz (labirent, ip,… amanın!)
Adrian’ın bloğu ilk ipucumuz
findthelostring.com adresine girenler Adrian’a dayanmasını ve pazartesine sitenin açılacağını videoyu izleyenlerden birinin mutlaka onu hatırlayacağını belirten not ile karşılaştılar.
3 Mart 2008’de findthelostring.com sitesi yani Adrian’ın blogu hayata geçiyor.
Blog gün içinde devamlı güncelleniyor ve ek bilgiler geliyor. Adrian bloguna içini döküyorda, döküyor.
12 Şubat’ta mısır koçanlarının arasında uyandığını, doktorlarla olan görüşmeleri, Kai isimli biri ile hastanede tanıştığı, adamın kızı sevip onun hastane masraflarını ödemesi, üstüne kıza bir de laptop hediye etmesi! gibi tüm hikayenin ince detaylarını öğreniyoruz ilk günden.
İşte uyandığı yer
işte kızımızın kapı gibi olduğunu gösteren MR'ı
Günün son postu ise Adrian’ın herkesten yardım istediği video postu oluyor.
Adrian imdat videosu
(youtube kapalı olsa bile şurdan izleyebilirsiniz videoyu)
Adrian, hafıza kaybı geçirdiğini, kim olduğunu bilmediğini ve polisin ona benzeyen birini kayıp olarak aramadığını belirtiyor.
2 hafta önce günay Afrika’da mısır tarlasının ortasında uyandığını, kimsenin onu tanımadığını belirtiyor. Kızın aksanı nedeni ile doktorlar onun Amerikalı ya da İngiliz olduğunu tahmin ediyorlar. Mısır tarlasında uyandığında hiç bir yerinin yaralı ya da şiş olmadığını sadece kolunda bir dövme olduğunu belirtiyor.
Dövme İspanyolca ve türkçesi “kayıp halkayı bul”. Son olarakta kız dövme harici bir ipucusu daha olduğunu; sağlığının süper ötesi olduğunu sanki Olimpiyat Atleti gibi olduğunu belirtiyor. Burdan sonra da acaba ben bir Olimpiyat takımındaymıydım diye sayıklamalarıyla video bitiyor.
Adrian’ın blogu harici bir de oyunun ana sitesi yayına alındı.
www.thelostring.com
Site ilk başta sadece birinci traleri ile yayına başlayan site, süreç içinde oyuncular ilerledikçe bulunan tüm ipuçlarını siteye yerleştirdiler. Sitenin bence en cici yanı, şu anda bile oyuna girseniz , kaybolmamanız için size tüm gideceğiniz yerleri ve izlemeniz gereken ana videoları sitenin solunda veriyor olması.
Eğer hala kaybolduysanız diye bir de çözümlerin olduğu wiki’sine yönlendiriyor 🙂
Bunun haric teaserların kalitesi konusunda da OHA yani demek istiyorum 🙂 Keşke herkes böyle kalitede videolu işler yapsa 🙂
Ilk trailer videosunda görünen harfler dikkatinizi çekti mi?
Çekmedi ise hemen sizi şu flikr'a yönlendiriyim, kare kare ne yazmışlar ona bakın.
Yok ben anladım zaten bir şifre vardı diyorsanız; işte ilk videosunun şifresi "When you ready to receive data look to delphi"
Bu akşamlık bu kadar yakında bunun da devamını yazarım inşallah;)
