Japon kültürüne çocukluğumdan beri ilgi duyuyorum. Buna bir de otomobil tutkum eklenince Japon otomobillerinin benim için farklı bir değeri olması doğal oluyor. Japon otomobillerinde sıklıkla rastladığımız mütevazi-çılgınlığa hayranım! “Mütevazi bir çılgınlık olur mu?” demeyin. Bana kalırsa otomotivde bu şöyle oluyor; 8-10-12 silindirli, devasa motorlara sahip sporculara, sadece 4 ya da 6 silindirle meydan okuyabilen spor otomobiller çoğu zaman Japonlar’dan çıkıyor. Bununla birlikte genel kullanıcıya hitap eden araçları da bir şekilde sizi şaşırtmayı başarabiliyor. Elbette bu şaşkınlık bazen hayal kırıklığı şeklinde olsa da çoğunlukla algılarınızı değiştirecek kadar başarılı sürüş dinamikleri, yeni teknolojiler, cesur tasarımlar sonucunda ortaya çıkıyor.

TÜYAP’ta düzenlenen İstanbul Autoshow 2012’nin VIP gününde de bir kez daha çok sayıda Japon otomobilini birarada görerek bu detayları hatırlama ve araçları yakından inceleme fırsatı bulmuş oldum. Fuara katılan Japon markalar Mitsubishi, Nissan, Honda, Toyota, Suzuki, Mazda, Infiniti ve Subaru oldu. İçlerinde en akılda kalıcı olan ise yeni Mazda 6 modeli sayesinde Mazda standı oldu. Verimlilik artırmaya yönelik SkyActiv teknolojilerinin kullanıldığı, markanın D-segmentindeki temsilcisi tasarımı ile son derece etkileyici bir duruş sergiliyordu. Sokaklarda görmeye başladığımızda sınıfındaki pek çok araçtan rahatlıkla sıyrılabilecek bir farklılık yaratacağı kesin gibi duruyor. SkyActiv teknolojilerinin kullanıldığı bir diğer model ise CX-5 adındaki yeni “crossover”dı. Bunlara ek olarak bir süredir piyasada bulunan 2, 3 ve MX-5 modelleri ile Mazda 5 modeli yerlerini almışlardı. 

Toyota ve Subaru’nun birlikte geliştirdiği Toyota GT86 ve Subaru BRZ modelleri, özellikle Toyota standına hareketlilik katan bir model oldu. Toyota markasının halk arasında “aile otomobili” şeklinde bir imaja sahip olduğu bir gerçek. Ancak kırmızı ve turuncu renkleri ile fuarda bulunan GT86’lar ve Hybrid teknolojisinin kullanıldığı LeMans yarış otomobili TS030 sayesinde Toyota standı oldukça ilgi çekici bir haldeydi. Yeni modellerden olan Yaris Hybrid’in de sergilendiği standda ailenin büyüklerinden Land Cruiser’lar ve bir adet de Hilux yerini almıştı. Subaru standında ise Subaru’ya has Ralli Mavisi rengi ile BRZ ve Impreza WRX STi modelleri oldukça dikkat çekiciydi. Markanın crossover segmentindeki temsilcisi XV de ziyaretçileri bekleyen modeller arasındaydı. 

Son dönemde çok fazla yeni modele sahip olmayan Mitsubishi ve Suzuki standları ise açıkçası ilgi çekici olmaktan biraz uzaktı. Hatta Suzuki standındaki en ilgi çekici aracın –standda bir Suzuki Swift Sport bulunmasına rağmen- bir motosiklet olan Hayabusa olduğunu söylemem çok da yanlış olmaz. Mitsubishi ise elektrikli i-Miev, ASX ve yüzü eskimeye başlasa da Lancer Evolution modelleri ile biraz daha iyi bir durumdaydı.

Nissan standında ise büyük bir umutla GT-R modelini görmeyi bekledim ancak ne yazık ki bu gerçekleşmedi. Yine de Juke modeli oldukça yüksek ilgi çekmeyi başaran bir kampanya yaparak FaceJuke ile karşımıza çıktı ve yoğun bir ilgi toplamayı başardı. Civic Hatchback ve CR-V modellerinin yenilerini karşımıza çıkaran Honda ise Mugen tarafından modifiye edilmiş araçları ve yeni 1.6lt’lik dizel motorlu Civic’i ile fuardaydı.

Yüksek sınıf bir marka olan Infiniti ise segmentinde dış tasarımını en beğendiğim araç olan FX serisini ile birlikte M ve G serilerini sergiledi. Fuarda, yazının başında bahsettiğim mütevazi-çılgın yapıya aykırı düşen tek Japon markası ise Infiniti’ydi. 

Geriye dönüp tekrar düşündüğümde fuardaki Japon otomobiller arasından en çok ilgimi çeken hiç şüphesiz Toyota GT86 modeli oldu. Küçük boyutları, sportif karakteri ve mükemmel kabini ile bence Japon ekolünü son derece başarılı şekilde yansıtıyor ve AE86 olarak bilinen modelin sürekli çağrışımını yaparak sağlam bir köken üzerine inşa edildiği imajını veriyor. 

İstanbul Autoshow 2012, 11 Kasım tarihine kadar devam edecek ve bu süreçte fuar notlarımızı buradan sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz.