Heykeltıraş Beth Cavener‘ın heykel çalışmalarında, yabani kedi, tilki, keçi gibi farklı hayvanlar, insani duyguların ve çatışmaların form kazanmış hali olarak ortaya çıkıyorlar. Hayvanlar bu duygularla eşleşmek için ya orijinal formlarını kaybedip doğal postürlerinden feragat etmişler ya da insan göbek deliği, genital organları gibi insana ait uzuvlar kazanmışlar.
Yabani hayvanlara eklemlenen uzuvlar hem yaban ile insan arası köprüyü kuruyor hem de heykellerin yüzeysel güzelliklerinin yanına soyut bir boyut katıyor. Heykellerin izleyiciler üzerinde bıraktığı kalıcı etki ve düşündürdükleri yüzeysellikten ve figüratif etkilerden sıyrılıp daha derin insan doğasına dair sorgulamalara dönüşüyor. Bu çok boyutluluk, heykellerin verdiği rahatsız büyüleyiciliği bir üst seviyeye taşımış.
İnsan ve hayvan arasındaki nahoş sınırlarda gezen Cavener, eserleriyle ilgili yaptığı açıklamada şöyle diyor: “Yüzeysel baktığınızda figürler, yabani ve evcil yaratıkların bir gerilim anında dondurulmuş halleri olarak durabilir. Ancak bu yüzeyselliği aştığınızda korku, duyarsızlık, saldırganlık ve yanlış anlaşılmanın insan doğası üzerindeki etkilerini ve sonuçlarını cisimleştiriyorlar.
Sanatçının hayatını ve sanatını konu alan, Bas Berkhout imzalı kısa film:
Görsel; vimeo