Hollandalı moda tasarımcısı Iris van Herpen’i; yıldızlar, Japon mitolojisi ve genetik mühendisliği ürünü hibrit bedenlerden ilham aldığı Shift Souls koleksiyonuyla tanımıştık. Kendisi teknolojiyi ve geleneksel couture işçiliğini birleştiren; geçmişin, şimdiki zamanın ve geleceğin estetik biçimlerini harmanlayan yenilikçi bir isim. Özellikle 3B baskının moda tasarımında kullanılmasında bir öncü. Tasarımcı, yeni koleksiyonu Hypnosis ile de ses getirmeye devam ediyor.
Hypnosis, Anthony Howe’un kinetik heykellerinden ilhamla doğdu
Iris van Herpen, hareket temasına odaklandığı 2019 sonbahar/kış koleksiyonu Hypnosis (hipnoz) için Amerikalı sanatçı Anthony Howe’un rüzgar gücüyle çalışan kinetik dış mekan çalışmalarından esinlenmiş. Bu esinlenmeyi kavrayabilmek için Howe’ın çalışmalarına buradan göz atabilirsiniz. Haute couture koleksiyonu Hypnosis, Paris’te Élysée Montmartre’de düzenlenen bir defileyle sergilenmesinin ardından Iris van Herpen’in her koleksiyonunda olduğu gibi yine çok konuşuluyor.
Iris van Herpen, defile için hazırladığı açıklama metninde şöyle diyor: “Hypnosis koleksiyonu; doğanın örtüsünü, havayı, karayı ve okyanusları birbirine bağlayan biyosferimizin simbiyotik döngülerini gösteren hipnotik bir görselleştirmedir. Aynı zamanda, yaşam ritimleri üzerine devam eden incelemeleri yansıtır ve iç içe geçmiş bu dünyalar arasındaki kırılganlıkla rezonansa girer. Modacıların “kırılgan bir manzara” olarak tanımladığı motifleri ve yapıları incelerken diğer yandan ekolojilerimizdeki hipnotik düzeneklerden ilham alır; doğanın güzelliğini ve insanın doğa üzerindeki yıkımını yansıtır.”
19 farklı parçadan oluşan Hypnosis’in teknoloji ayağında van Herpen; sanatçı, mimar ve akademisyen Profesör Philip Beesley ile iş birliği yapmış. Bu iş birliği sayesinde, giysilerin kumaşındaki dalgalı efekti yaratan on binlerce plotter kesim parçayı elde etmek üzere yeni bir teknik geliştirmişler.
Görsel: Iris van Herpen
Manşet görseli düzenlenmiştir.