Pek çok ülkede olduğu gibi, Çin’de de insanlar ne yazık ki kırsal kesimi terk edip şehirlere göçüyor. Şu anda göç veren yüz binlerce köy terk edilme sürecinde. Tarihi bir kanal şehri olan Jinxi’de yerel yönetim, terk edilmiş 102 köyden biri olan Dafang’a yeniden hayat getirmek için kolları sıvadı. Yönetim, kentlerde olmasına alıştığımız sanat merkezi kavramını bu terk edilmiş köye taşıdı ve Holland-Dafang Creative Village adlı projeyi hayata geçirdi.
Dünyanın merkez-çevre adaletsizliği üzerine kurulu olduğu bir sistemde yaşıyoruz. Dünyada gelişmiş ve gelişmemiş ülkeler olmak üzere bu türden bir yapılanma var. Yine pek çok ülkede aynı sistemin var olduğunu görüyoruz. Eğitim, sağlık, istihdam olanakları ve kültür-sanat kaynakları belli merkezlerde (büyük şehirlerde) toplanmış durumda. Örneğin ülkemize bakalım. Diyarbakır’da yaşayan bir genç en iyi eğitim, sağlık, iş veya kültür-sanat olanaklarından faydalanmak isterse bunlara yaşadığı yerde erişmesi ne yazık ki mümkün değil. İstanbul, Ankara ya da diğer büyük şehirlere göçmesi gerekiyor. Elbette bu merkez-çevre ikiliğinden doğan fırsat eşitsizliği, göç gibi dev problemlerin de hepimiz farkındayız. Peki hiç, belli imkanların belli merkezlerde toplanmadığı bir dünya hayal ettiniz mi? Örneğin yıllar önce büyüklerinizin terk etmek zorunda kaldığı köyünüzde dev bir sanat merkezi kurulsa? İşte Dafang’da yaşanan gelişme bu türden bir ters köşe durumu. Belki de pandemiyi takiben dünya genelinde bu türden gelişmelere sık sık şahit olacağız.
“Kırsal canlandırma” projesi: Holland-Dafang Creative Village
Jinxi yönetimi, Dafang’daki sanat merkezi için Hollandalı mimarlık ofisi NEXT Architects’le anlaşmış. Ayrıca IVEM (Hollanda Kültürel Miras ve Pazarlama Enstitüsü), Smartland (peyzaj tasarımı), Total Design (grafik tasarım) ve birkaç Hollandalı ve Çinli sanatçıyla da iş birliği yapmışlar.
43.000 metrekarelik bir alana yayılan Holland-Dafang Creative Village, Çinli ve Hollandalı mimarlardan oluşan çok disiplinli bir ekip tarafından yaratılan ilham verici bir kırsal canlandırma modeli. “Yeniliğe uyum sağlama” tasarım stratejisiyle ilerleyen projeyle tüm Dafang köyü üç ana stratejiyle yenilendi: mimari ve peyzaj restorasyonu, yeni kamu tesislerinin inşası, sanat ve etkinlik amacıyla mekanların yeniden programlanması.
900 yıllık köklü tarihine rağmen uzun süre ihmal edilen Dafang köyünün mimarisi, ciddi anlamda bozulmalarla karşı karşıya kalmış. Mimarlar, tarihi mimariyi eski evlerin çatılarında cam çatı kiremitlerinin kullanılması ve eski bir sulama sisteminin su arıtma için yeni, doğal bir helofit filtresiyle yenilenmesi gibi yöntemlerle restore etmişler.
Köyde ejderha sütunlu bir gözetleme kulesi – eski zamanlarda popüler olarak kullanılan savunma yapısı – de dahil olmak üzere yeni yapılar da inşa edilmiş. Tasarımcılar eski binaları yeni birer köy müzesine dönüştürmüş. Bu binaların bir kısmına restorasyonlarla kütüphane ve sanatçı stüdyoları işlevi kazandırılmış.
NEXT Architects ortaklarından John van de Water, “kırsal canlandırmanın” Çin’in gelişimindeki kilit stratejilerden biri olduğunu vurguluyor. Ne dersiniz, dünyada da bu tür bir eğilim yükselecek mi sizce? Peki bu strateji kötü uygulandığında, köylerde yapılaşma ve betonlaşma gibi zararlı sonuçlar doğurabilir mi? Kırsal alanları sürdürülebilir bir şekilde canlandırmak için kırsalın ruhuna uygun başka ne tür stratejiler izlenebilir? Öngörülerinizi yorumlarda paylaşmayı unutmayın.
Görsel: NEXT Architects