Yaratıcı sektörlerde çalışan insanlar genellikle üretimlerini iki koldan gerçekleştiriyor. Bir yandan müşteri için üretirken diğer yandan kendi kişisel projelerini yürütmekle geçen bir ömür bu. Kimi zaman markalar için yapılan işler, kişisel çalışmalar için ilham verici olabiliyor; kimi zaman da kişisel çalışmalar ticari amaçlı işlerin estetik yönünü besliyor. Gülseren Özdemir de ajans işlerinin yanı sıra Duvardaki Eskiz Defteri serisiyle üretimlerini iki koldan yürüten bir grafik tasarımcı.
Ajans penceresinden görünen duvar üzerine illüstrasyonlar
Gülseren Özdemir Kocaeli’de bir reklam ajansında çalışıyor. İşe mola verdiğinde yaptığı şey ise bazılarımıza Katip Bartleby’nin hikayesini anımsatabilir bir parça. Çalıştığı hukuk bürosunda “yapmamayı tercih ettiği” işlerle pasif direnişini sürdüren Katip Bartleby’nin en akıllara kazınan alışkanlıklarından biri pencerenin önünde dikilip karşı binanın duvarını izlemekti. Elbette bu nefis edebi eserde duvar, sistemdeki hapsolmuşluğa dair önemli bir metafordu. Gülseren Özdemir’in ajanstaki odasının penceresinden gördüğü duvara bakışı ise oldukça farklı. Özdemir’in mola verdiğinde yapmayı tercih ettiği şey, bu duvar üzerinde hayal gücünü çalıştırmak. Duvarı bir tuval gibi değerlendiren Özdemir, fotoğraf üzerine illüstrasyon tekniğiyle her seferinde duvara farklı bir görünüm kazandırıyor.
Gülseren Özdemir öncelikle duvarı objelerle birlikte ya da objeler olmadan çıplak olarak fotoğraflıyor. Sonrasında bilgisayar ortamına aktarıp farklı görsellerle birleştirerek kolaj yapıyor. Tasarımcı, bu seriye hobi olarak 1 yıl kadar önce başlamış. Şimdiye kadar da Duvardaki Eskiz Defteri 1 ve 2 olmak üzere 2 farklı proje paylaşmış bu seriden. Çalışmaları sosyal medyada da ilgi görmüş. Bodrum Güzel Sanatlar Fakültesi’nde Grafik Tasarım Yüksek Lisansını sürdürdüğü için duvardaki çalışmalarına ara vermiş ancak en kısa zamanda kaldığı yerden devam etmeyi planlıyor.
Gülseren Özdemir’in çalışmalarını, Behance profili üzerinden takip edebilirsiniz.
Görsel: Gülseren Özdemir