Sansür. Son yıllarda sıklıkla duyguğumuz kelimelerden bir tanesi olmakla birlikte dışardan baktığınızda –fark etmeseniz bile- hayatımızın hemen hemen her alanında olan bir şeydir. Sansür, her türlü yayın organının (film, dergi, sinema, gazete, radyo) devlet tarafından kontrol altına alınmasına denir. Hayatınızın her alanında olan sansür ise aileniz, arkadaşlarınız, öğretmenleriniz, patronlarınız veya sevgiliniz tarafından size uygulanır. “Onu yapma, bunu söyleme, bunu tweetleme, onu giyme, terli soğuk su içme, gece dışarı çıkma, eve erken gel!?” gibi cümlelerle başlayan ve sonunda sizi bir yaptırıma bağlayan, cezalandıran, hareket özgürlüğünüzü kısıtlayan bir şeydir. Aradaki tek fark birey olarak aileniz tarafından size empoze edilmeye çalışılan şeyler sizin için geçerlidir. Komşunun çocuğuna sökmez ama devletin koyduğu tek bir kuralı o komşunun çocuğu dahi yapmak zorundadır. Düşünce özgürlüğünüz kısıtlanır. Devlet tarafından hakimiyet altına alınan birer küçük çocuktur artık o ülkenin vatandaşları. Devlet de bizim babamız, ne derse o olur. Yıllardır süregelen kavgalarda işte tam da bu sebepten.
İnternet sansürü denilen şey ise çok farklı bir boyuta taşıyor sansürü çünkü internette milyarlarca kişinin birbirinden an be an haber aldığı ve iletişim halinde bulunduğu bir çok mecrayı içinde bulunduran kocaman dünyanın üzerine kilit vurup izlemektir. Dünyayı karanlık bırakmaktır.
Ülkemizde ise tepkiler hep vardı olacak da. Daha önce YouTube ve Dailymotion gibi sitelerin uzun süreliğine kapatılması üzerine gösterilen tepkiler, 22 Ağustos İnternetime Dokunma yürüyüşleri, Sansüre Sansür harekatı ve daha bir çok tepki halk tarafından gösterildi.
Reports Without Borders, 12 Mart Dünya Anti-Siber Sansür gününde dünya üzerinde bazı ülkeleri (Burma, Çin, Küba, İran, Suudi Arabistan, Suriye, Türkmenistan, Özbekiastan ve Vietnam) internet düşmanı, 14 ülkeyi de (Avustralya, Mısır, Eritrea, Fransa, Hindistan, Kazakistan, Malezya, Rusya, Güney Kore, Sri Lanka, Tayland, Tunus, Türkiye ve Birleşik Arap Emirlikler) gözetim altında ilan etmişti.
İnternetin en büyük sorunlarından bir tanesi de bu sansürü ortadan kaldırmak olmuştur hep. Google ve Orta Avrupa Üniversitesi 2010 yılında Budapeşte’de internet özgürlüğü üzerine "Internet at Liberty" adlı konferansta bir araya gelerek çözüm üretmeye çalışmışlar. İnternete yasaklanmış sitelere girmek için Tor, JonDo, Hotspot Shield gibi belli başlı araçlar hazırlamıştır.
Google, Take Action adlı sitesiyle herkesi bir tepki gösterisine davet ediyor.
İnternetin özgür kılınması için herkesi sesini duyurmaya davete eden Google, bu sitede neler yapabileceğimizi ve nelerin tehlike altında olduğunu anlatmış. Uluslararası Telekominikasyon Birliği (ITU) hakkında da açıklamalarda bulunan site üzeriden herkesi bu çağrıya davet edebilirsiniz. #freeandopen hashtag'i ile tepkinizi gösterebilirsiniz.
Uluslar Arası Telekominikasyon Birliği (ITU) Nedir?
İnternetin kullanımıyla ilgili Google'ın yayınladığı infografik.