Giyilebilir ürünlerin günümüzde yaşadığı en büyük sorunlardan birisi tasarım optimizasyonu sağlayamamak. Tek başına bir meta olarak teknoloji üretilemediği için geliştirilen özellikler tek başına değer kazanmıyor. Ürünler son kullanıcıya ulaştığında ne kadar kullanışlığı olduğu bilginin ve teknolojinin aktarımı için büyük önem taşıyor.
Teknolojinin dokunduğu ürünler özellikle giyim veya taşınabilir alanlara yansıdıkça tasarımın önemi de artıyor. Çünkü kullanıcılar sosyal çevrelerinde de bu ürünleri kullanıyor. Gap, Dress Normal kampanyasıyla giyim modasının sade ve minimal tasarımların da şık olabileceğini anlatıyor. Öte yandan pop müzik ikonu Lady Gaga’nın sahne kıyafetleri sürreal ve garip tasarımlardan oluşuyor. Bu giyim tarzını da sahne şovunun bir parçası olarak kullanıyor. Özel ve belirli bir süre kullanılan bu kıyafet modasını günlük hayatta kullanmak imkasıza yakın. Çarpıcı ve etkileyici olarak değerlendirsek de bulunduğu konum itibariyle normal kabul ediliyor. Gap ile Lady Gaga’nın hitap ve kullanım yöntemleri arasındaki fark, tasarımın teknoloji üzerindeki önemini de örnekliyor.
Akıllı saatler ve giyilebilir ürünlerin tasarımları, en az bünyesinde bulunan teknik özellikler kadar büyük önem taşıyor. Çünkü bu ürünler kullanıcıların ihtiyaçlarını karşılarken rahat ve konforlu da olmalı. Bu yıl IFA fuarında pek çok farklı marka giyilebilir ürünlerinin tanıtımını yaptı. Ardından Apple da akıllı saati olan Apple Watch’u tanıttı. Hepsinin bir noktaya kadar benzer teknik özellikleri olmasına rağmen kullanıcıları etkilemeyi hedefledikleri an, ürün ile geçirilen ilk dakikalar. Bu etkiyi de farklı tasarımları ile sağlayabiliyorlar.
Çarpıcı ve sade tasarım ile giyilebilir ürünlerin, büyük harflerle “teknolojik bir cihaz” ibaresi yazılmadan da birleştirilebileceğini Jawbone UP3 ile ispatlıyor. İlk bakışta uzay çağından günümüze gelmiş bir ürün olmaktan ziyade normal bir bileklik gibi görünüyor. Alışveriş yaparken rafta görüp beğendiğiniz bilekliklerden pek farkı yok bu bilekliğin. Tabii tasarım olarak.
Jawbone açıkladığı üç model ile farklı fiyat aralıklarıyla sağlık durumunuzu kontrol ve denetim altında tutuyor. UP Move; fiziksel aktivitelerinizi, aldığınız besin değerlerinizi ve uyku kalitenizi takip ediyor. UP 24; bu özelliklerin yanı sıra uyku düzeninize uygun alarm ve pasif hareketlerinizi tespit edip harekete teşvik eden Idle Alert özelliği bulunuyor. En gelişmiş giyilebilir bileklik olan UP3 ise; kalp sağlığı, aktif uyku düzeni takibi ve otomatik aktivite sınıflandırması yapıyor.
Bu üç ürünün en büyük ve ortak özelliği ise özel sağlık koçu olmaları. Akıllı telefona gönderdikleri bildirimlerle günün belirli saatlerde yapabileğiniz sağlıklı yönlendirmeler yapıyor. Bildirimler davranışlarınızı analiz ederek ona uygun olarak yapılıyor. Her gün “Günde yarım saat koşmak sağlığa iyi gelir.” klişe cümleler yerine “Dün 2 saatlik derin uykun sayesinde bugün formundasın. Yarım saat koşuya çıkabilirsin.” gibi kalıplarla kişiye özel analizleri paylaşıyor.
https://www.youtube.com/watch?v=mRVrgQrkWWQ
Teknolojinin bizi anlaması ve leb demeden leblebiyi önermesi, algoritmaların veriyi analiz edebilmesiyle doğrudan bağlantılı. Veriyi amaca yönelik kullanabilen marka ve şirketler, modern dünyada fark yaratma imkanına kavuşuyor. Jawbone UP3 de hem tasarımı hem de kullanıcıyı tanıyan algoritması ile piyasadaki akıllı bilekliklerin arasından sıyrılmayı başaran bir ürün oluyor.
Görsel; Jawbone