LEGO ile gerçekleştirilen bazı projeler var ki, sanat veya tasarım açısından diğerlerine göre çok daha yüksek bir değer yaratıyor. Örneğin LEGO bloklarını kalıp olarak kullanan Roy Scholten, Hollanda’daki kuş türlerini konu alan 50 Birds isimli nefis bir baskı projesi yaratmıştı. Jan van Schaik’in birazdan anlatacağım Lost Tablets serisi de aynı bu şekilde estetik açıdan fark yaratan bir çalışma olmuş.
İlk heykel kazara ortaya çıkmış
Melbourne’de yaşayan mimar ve sanatçı Jan van Schaik, seriye nasıl başladığını şöyle açıklıyor: “İlk yaptığım heykeli, üç boyutlu bir karalama yapar gibi kazara yaptım” diyor. Şu anda 89 çalışmayı kapsayan ve devam eden proje, anıtsal tasarımın ilkelerini yaklaşık 10 inç (25,4 cm) boyutunda düzinelerce modelde ölçeklendiriyor; bu sezgisel, yaratıcı dürtüyü yansıtmaya devam ediyor.”
İkinci el LEGO ile inşa edilen her bir tek renkli yapı, miras ve çürüme kavramlarını sorgulama amacı taşıyor. İkinci el oldukları için plastik bloklarda yazı, kir ve oyuk gibi kalıntılar bulunuyor ki sanatçı açısından bu istenen bir etki. van Schaik heykellerinde “Matera şehir mağaraları, Borromini kiliseleri, Venedik’teki Doge sarayının kemerleri, payandalar, Gotik katedraller ve İsfahan Şah Camii’nin mavi tavanları gibi bakımsızlıktan bozulmaya uğramış unsurları yeniden yaratıyor. Tarz ve estetik olarak çeşitlilik gösteren duvarlar; açık, pencere benzeri yaylar, açıkta kalan mekanik aletler ve çökmenin eşiğinde izlenimi veren düzensiz yerleştirilmiş bloklar içeriyor.
Van Schaik, bu yıl toplam 100 yapıdan oluşacak Kayıp Tabletler serisini tamamlamayı ve koleksiyonun ikinci yarısını keşfetmek için başka bir kitap yayınlamayı planlıyor. Heykeller, bu baharda Boom Gallery ve NAP olmak üzere iki mekanda sergilenecek. Ayrıca Mart ayında Melbourne’daki The Other Art Fair’de de izleyiciyle buluşacak. Gelişmeleri sanatçının bu proje için yarattığı Instagram hesabı üzerinden takip edebilirsiniz.
Görsel: Instagram