Douglas Rushkoff, Throwing Rocks at The Google Bus adındaki yeni kitabında yer alan konular etrafında gerçekleşen oturuma, kitaba adını veren ve 2013’te San Francisco’da Google servis otobüsüne karşı gerçekleştirilen taşlı protestoyla başladı. Protesto; Google başta olmak üzere, Facebook, Apple ve Yahoo gibi firmaların Silikon Vadisi’nde konuşlandırılan teknoloji kampüslerine çalışanlarını ücretsiz taşınması ile patlak verdi. Ancak protestonun temelinde yatan sebep farklıydı: Yerel halk, San Francisco’da gitgide artmakta olan teknoloji çalışanları sonucu kira oranlarının yalnızca 2 yıl içinde %30 artmasından şikayetçiydi.
Bir zamanlar herkesin yardımcısı, dostu gibi görünen algoritmaya dayalı, demokratik arama motoru Google, bir anda insanların gözünde düştü ve insanlar şirket yöneticileri ve çalışanlar arasında suçlayacak birilerini aramaya başladı.
Şirketler ve giderek çoğalan, bir gecede milyarlarca dolara satılan dijital girişimler; melek yatırımcılardan, derneklerden, bankalardan kısacası fon toplayabilecekleri her türlü kaynaktan destek istiyorlardı. Göz ardı edilen sürdürülebilirlik meselesi ise en önemli konulardan biriydi. Çünkü küçük ya da büyük ölçekli her şirket sonsuz büyümenin peşindeydi. Sürdürülebilirlik konusunda doğru adımlar atan şirketler ise günümüze kadar ulaşmayı başardı.
At SXSW Austin with my friend and fellow scribe Douglas Rushkoff and his new book "Throwing Rocks at the Google Bus" pic.twitter.com/2HArlDMCcI
— Guy Garcia (@guygarcia) March 13, 2016
Az ile çok şey anlatılabildiği için Rushkoff’un favorisi olan Twitter, başarılı şirketlerden biri olarak kabul ediliyor. Ancak yılın her çeyreğinde finansal olarak büyüme (5 milyon dolar) kaydetmek, bir şirketin başarılı olduğunu göstermiyor. Twitter’ın kullanıcı tabanında artış olmuyor ve bu da onu Wall Street’in gözünde başarısız yapıyor.
Olayın bir ekosistem ya da bir tekel yaratmak olmadığını belirten Rushkoff, teknolojik ve dijital gelişmeler sayesinde pazar alanın günümüzde daha ulaşılabilir olduğunu, önemli olan noktanın para kazanmak yerine kullanıcıların da para kazanabilecekleri, ürettikleri işleri, verdikleri hizmeti ya da hobilerini sergileyebilecekleri eBay gibi alanlar yaratmak olması gerektiğini savunuyor. Bunun için tabii ki ortak bilinçle hareket etmek gerekiyor. Şirket hissedarlarıyla daha fazla büyüme fikri ise yazara göre yalnızca bir yanılsamadan ibaret.
Kazanının her şeyi silip süpürdüğü, diğerlerine hiçbir şey bırakmadığı bir anlayış Rushkoff’a göre dijital ekonomide yapılan yanlışların en büyüğü. Dijital şirketler, her ne kadar daha çok şey yapıyormuş gibi görünseler de geleneksel şirketlerden fazla bir şey yapmıyorlar ve yalnızca teknolojinin nimetlerinden faydalandıkları için bunu daha hızlı yapabiliyorlar. Yeni girişimci adaylarına örnek olması beklenen Facebook benzeri başarı hikayeleriyse yalnızca internette dolaşan mitolojik, folklorik ve yanıltıcı masallardan ibaret.
Konuşması sırasında Uber’da yaşanan krizi de değerlendiren Douglas Rushkoff, sürücülerine düzenli para ödemeyen, onların çıkarlarını gözetmeyen Uber’ın yanlış strateji kurbanı olduğunu düşünüyor. Rushkoff, dijital şirketlerin, uzun vadede pazarın hakimiyetini ele geçirme fikrini ve yazılım geliştirmeyi bir kenara bırakıp insana yatırım yapması gerektiğini, gelir dağılımındaki eşitsizlik ortadan kaldırılırsa böyle problemler yaşanmayacağının altını çiziyor. Rushkoff, Uber için bir çözüm önerisi de bulunuyor: Eğer Uber, kazandığı gelirin %10’unu çalışanlarına açarsa hem onlara değer verdiğini gösterir, hem de bu krizden hala kurtulabilir.
Rushkoff’a göre dijital teknoloji çağında var olmanın temelinde; değer ve para dolaşımı sağlayacak yatırımlar yapmak, rakiplerini, daha küçük çaplı yerel pazarları küçümsememek ve içinde bulunulan pazarın koşullarını görmezden gelmemek yatıyor. Çünkü bir ihtiyaç alanı ve bu ihtiyaçları karşılayabilecek yetenekte ve yeterlilikte insanlar olduğu sürece ticari faaliyetler devam ediyor. Günümüzde, hemen herkes akıllı telefonlar sayesinde pazar alanlarını dijital ortamda istedikleri zaman ziyaret edebiliyor. Ticaret ve ekonomi ise artık 300 – 400 sene öncesinden oldukça farklı.
Şirketlerin, bazı prototip modellerle denemeler yapması gerektiğini de belirten Rushkoff, yalnızca para kazanmaya odaklanılmaması, uzun vadede büyümeye, sürdürülebilirliğe odaklanılmasını tavsiye ediyor. 90’lı yıllardan beri dijital ekonomi alanına 15 değerli kitap kazandıran Rushkoff’a göre internetin benzersiz paylaşım gücünden yararlanmak şirketlerin yalnızca sosyal ağlardaki performanslarını ölçmek ve veri madenciliği yapmakla bitmiyor. Çünkü sosyal ağlardaki beğeniler çoğunlukla gerçeği yansıtmıyor. Dijital ekonomi çağında ayakta kalabilmenin yolu ise; değer yaratmak, sürdürülebilirliğe önem vermek ve internetin gücünü kullanarak insanlar arasında para dolaşımını sağlamaktan geçiyor.
Fun & provocative talk by Douglas Rushkoff. I don't agree with a lot of it but his ideas are truly interesting #SXSW pic.twitter.com/rZ9kzJGXhM
— Jed White (@jedwhite) March 12, 2016
Görsel; rushkoff.com
Ekran Görüntüsü: Bigumigu