Giyilebilir teknoloji ile ilgili bugüne dek Bigu’da yer verdiğimiz tüm haberleri
buradan okuyabilirsiniz.

Bu yıl SXSW 2014’te en çok öne çıkan, dolayısıyla yıl boyunca en çok konuşulan konulardan olacağını öngördüğümüz giyilebilir teknoloji ile ilgili ilk oturum oldu
‘Do Brands Fit in with Wearable Computing?’

Oturumun konuşmacıları
The Coca-Cola Company’nin pazarlama yatırımları direktörü Bachir Zeroual, Visa’nın marka ve pazarlama dönüşümlerinden sorumlu kıdemli genel müdürü Shiv Singh, PGA Tour Digital’ın yapımcısı Sloane Kelley ve Advice Interactive Group’un strateji sorumlusu Rob Garner’dı.

Panel giyilebilir teknolojinin geleceğinin nasıl olacağından çok konuşmacıların markalarının bu teknolojiye nasıl baktığı etrafında şekillendi. Onlara göre giyilebilr teknoloji internetten sonraki en büyük buluş ve şu an için henüz kuralları belli değil, hala hep birlikte deneyimliyoruz.

PGA Tour, Amerika’nın golf turnuvalarını düzenleyen kurum. Organizasyonun sporcularından ikisi Google Glass kullanan ilk golfçülerden olmuş ve fanlarla etkileşim kurmada marka ciddi bir şekilde yol almış. Böylece fanlar sporcunun gözünden görebiliyor her şeyi. İşin videosu böyle:

Marka aynı zamanda fanlar için dataları nasıl görselleştirebileceklerinin peşinde. Giyilebilir teknoloji en çok spor markaları tarafından tercih ediliyor şu sıralar, ama oturumdaki markalar yalnızca Google Glass örnekleri vererek hayal kırıklığı yarattı denebilir.

Visa’yı temsilen Singh, markanın derdinin tüketicilerle daha duygusal bir bağ kurmak olduğunu belirterek başladı. Visa tüketicilere onların hayatına değer katan ve parçası olmak istedikleri deneyimler yaşatmaya çalışıyor. Bu içgörü ile geliştirdikleri bir mobil uygulama var, ismi
360 Cam. Buradan indilebilen uygulama markanın ‘Everywhere You Want To Be’ kampanyası kapsamında geliştirilmiş ve Olimpiyat atletlerine giyilebilir teknoloji ürünleri giydiriyor. Visa, yalnızca bir kelime ya da mimik ile tüketicinin ödeme gerçekleştirebileceği teknolojinin yakın gelecekte olduğundan da bahsediyor.

https://www.youtube.com/watch?v=GeLsa3Z74As

Bunlar da markanın kendi Youtube kanalına koyduğu, sonuç olarak ortaya çıkan videolardan örnekler:

https://www.youtube.com/watch?v=7vu_sYAcrMI

https://www.youtube.com/watch?v=N5oOO2dt11Y

https://www.youtube.com/watch?v=xoup-a5FE3M

Coca-Cola’nın girişimlerle ve start-up’larla işbirliği yapmaktan sorumlu çalışanı Zeroual da markanın derdinin gerçek marka aşkı yaratmak olduğunu söylüyor ve Fifa, Olimpiyatlar gibi etkinliklerin tüketiciyle anlamlı bir bağ kurma konusunda kusursuz dönemler olduğunu ekliyor.

Coca-Cola fark yaratacak işbirlikleri kurmayı ilk planda tutuyor. İşbirliği yaptığı giyilebilir teknoloji markası
Misfit, Markanın yatırım yapmak için aktivite takip eden Misfit’i seçme nedeni tek bir şeyi en iyi şekilde yapıyor olması ve ona odaklanması. Coca-Cola uzun yıllardır aktif yaşamı destekleyen sosyal sorumluluk projeleri üretiyor hatta yan markalar yaratıyor, belli ki markanın giyilebilir teknolojiye bakış açısı da bu yoldan geçiyor. Gençlerin %80’i şu an yeteri kadar aktif değil ve marka ‘Movement is Happiness’ kampanyasının mottosuyla tüketiciyi daha sağlıklı bir yaşam sürmeye teşvik ediyor.

Konuşmacılara kişisel olarak giyilebilir teknolojinin onlarda bıraktığı intiba sorulduğunda markasının bakış açısından sıyrılıp yanıt veren tek kişi oturumun tek kadın konuşmacısı Kelley oldu.Kelley’e göre Google Glass seyahat sırasında birçok uygulamadan faydalanıp tatil deneyimini kolaylaştırmak yerine tekbir yerden ne yapman gerektiğini görebilmek için çok faydalı; aynı zamanda yemek yaparken bir yandan elleriniz kirliyken bir yandan akıllı telefon ya da bilgisayarla uğraşamayacağınız için Google Glass her eve lazım.

Oturum genel olarak giyilebilir teknoloji uygulamalarının tüketiciyle paylaştığı verilerin çeşitlenmesiyle tüketiciye daha anlamlı geribildirimde bulunulabileceği ortak fikriyle son buldu. Şu an için giyilebilir teknoloji dünyası için iki negatif konu var; biri güvenlik biri de gizlilik.