Lexus’un ilk günden bu yana otomobil tasarımında uyguladığı “yet” felsefesi, zıtlıkların bir araya geldiğinde yarattığı uyumu ifade ediyor. Lexus Tasarım Ödülleri’nin 2017 finalistlerinden muz yaprağı bandaj ve taşınabilir seramik fırını tasarımlarıyla birlikte; Pixel gibi “prototip yapma hakkı kazanan” Structural Color projesi de kendine has bir biçimde yet felsefesinin altını çiziyor.
“Durağan ama değişken” sloganıyla yet felsefesini selamlayan Structural Color projesi, bakış açınıza göre değişkenlik gösteren statik bir yapıdan oluşuyor. Doğada meydana gelen olaylardan ve nano yapılardan esinleniyor. Tasarımcı Jessica Fügler bu durumu şöyle açıklıyor: “Doğada gördüğümüz renkler, pigmentlerden kaynaklanmıyor. Işığın titreşme, kırılma ve dağılma gibi optik olaylarla bükülmesi gibi olaylardan kaynaklanıyor. Bu olayların temelinde ise “mikroskobik yapısal özellikler” yatıyor. Örneğin, kuş tüylerindeki veya kelebek kanatlarındaki hücresel yapılar bu mikroskobik yapısal özellikler arasında sayılabilir. Projem için yüzeyleri, izleyicinin bakış açısına göre değişen büyük ölçekli yapılar yarattım ve doğada bulunan bu olayı soyut bir şekilde ortaya koymak istedim.”.
ABD’li tasarımcı Jessica Fügler, Royal College of Art’ın Tasarım Ürünleri programından mezun. Tasarım fikrini, bilime ve kültüre olan merakına ve araştırma hevesine borçlu olduğunu söylüyor. Fügler’in prototip danışmanı, başka bir deyişle tasarımını hayata geçirmesine yardımcı olan Elena Manferdi ise Venedik ve Kaliforniya’da ofisleri bulunan Atelier Manferdini’nin kurucusu ve sahibi. Manferdi, Los Angeles’taki Çağdaş Sanat Müzesi Pavyonu da dahil olmak üzere ABD, Avrupa ve Asya’da pek çok tasarım, sanat ve mimari projelerini hayata geçirmiş deneyimli bir isim. Şimdiye kadar Swarovski, Sephora gibi büyük markalarla çalışmış olmasının yanı sıra işleri Elle, Vogue ve New York Times gibi mecralarda yer almış.
Görsel: Lexus Tasarım Ödülleri, Jessica Fügler