Yaratıcı bünyeler için günlük besin kaynağı
Artıklardan Kişiselleştirilmiş Yemek Tarifleri Üreten Yapay Zekâlı Cihaz

Artıklardan Kişiselleştirilmiş Yemek Tarifleri Üreten Yapay Zekâlı Cihaz

MIT’de geliştirilen Kitchen Cosmo, kullanıcının önceki öğünlerden arta kalmış yemek malzemelerine ve ruh haline göre kişiselleştirilmiş tarifler üreten deneysel bir yapay zekâlı mutfak cihazı.

Henüz deneysel bir prototip olan Kitchen Cosmo, akıllı mutfak teknolojilerinden farklı olarak, işleri hızlandırmak ya da otomatikleştirmek gibi bir amaçla geliştirilmemiş. Aksine kullanıcının yaratıcılığı desteklemek ve kişiselleştirilmiş tarifler üretmek için yaratılmış.

Malzemeye göre anlık tarif

Cosmo’nun merkezinde, hem metin hem de görsel anlayabilen çok modlu dil modeli GPT-4o yer alıyor. Sistem, bir internet kamerası yardımıyla buzdolabındaki malzemeleri algılıyor. Kullanıcının analog düğmelerle belirttiği altı farklı parametreyi (örneğin pişirme süresi, ruh hali, diyet tercihi vb.) işleyerek, eldeki malzemelere ve duruma özel bir tarif oluşturuyor. Bu tarif, dijital ekran yerine gövdesine entegre edilmiş termal yazıcıdan çıktı olarak alınıyor.

Ekransız, düğmeli, duygusal bir mutfak deneyimi

Cosmo’nun arayüzü tamamen fiziksel: ekran, sesli asistan ya da dijital komutlar yok. Onun yerine düğmeler, kaydırıcılar ve dokunsal kontroller aracılığıyla kullanıcıyla etkileşime geçiyor. Bu yaklaşım, kullanıcıyla makine arasında görünür ve anlamlı bir etkileşim kurmayı hedefliyor.

Cihaz, sakin teknoloji ilkelerine de çok yakın duruyor, hatta birçok yönden bu kavramla uyuşuyor. Ama aynı zamanda gelişmiş yapay zekâ entegrasyonu ve eylem gerektiren bol etkileşimli yaratıcılık odağıyla sakin teknoloji tanımının sınırlarını aşıyor.

Kullanıcının ruh haline göre uyarlanan tarifler

Cosmo’yu farklı kılan en dikkat çekici özelliklerden biri de “Yemek Ruh Hali” (Cooking Mood) kadranı. Kullanıcı burada “Nostaljik”, “Gösterişli” ya da “Sürreal” gibi seçenekleri belirleyerek yapay zekânın tarifin kurgusunu, tonunu ve tarzını o ruh haline göre şekillendirmesini sağlıyor. Bu sayede tarifler sadece damak zevkine değil, o anki duygusal bağlama da hitap ediyor.

Gıdayı çöpe gitmekten kurtaracak sürdürülebilir bir yaklaşım

Kitchen Cosmo, artıkların, önceki öğünlerden geriye kalan yemeklerin veya kullanılmayacağı için bayatlamaya/bozulmaya başlayacak yiyeceklerin çöpe gitme riskini önlüyor. Tüm bu gıdaların en iyi ve en yaratıcı şekilde değerlendirilmesini sağlıyor. Kullanıcıya da bu yönde bir refleks kazandırma gücü taşıyor.

1969 Honeywell Kitchen Computer’u selamlıyor

Kitchen Cosmo’nun tasarımı, 1969’da geliştirilen ancak hiçbir zaman çalışmayan Honeywell Kitchen Computer’dan esinleniyor. Retro-fütüristik kırmızı dış kabuğu ve silindirik tarif arşivi, bu eski fikre hem saygı duruşu hem de eleştirel bir yeniden bakış sunuyor. Ancak Cosmo gerçekten çalışıyor . Üstelik sabit kurallara dayalı değil, doğaçlamaya dayalı, yerel ve anlık çözümler üreten bir sistem olarak.

“Büyük Dil Nesneleri” ile fiziksel yapay zekâ deneyimi

Bu proje, Ayah Mahmoud ve C. Jacob Payne tarafından, MIT’de Prof. Marcelo Coelho tarafından verilen “Interaction Intelligence” (Etkileşimsel Zekâ) dersi kapsamında geliştirilmiş. Kitchen Cosmo, yapay zekâyı görünmez bir yardımcıdan çok, görünür, dokunulabilir ve yaratıcı bir mutfak partneri olarak yeniden konumlandırıyor. Aynı zamanda fiziksel yapay zekâ nesneleri olan “Large Language Objects” (Büyük Dil Nesneleri) kavramının da öncülerinden biri.

İlk kullanıcı testlerinde tariflerin kültürel çeşitlilik ve doğruluk konusunda bazı eksiklikleri olduğu gözlemlense de, proje kullanıcıya özel öğrenme, kültürel yemek bilgisi entegrasyonu ve dijital tarif arşivlerinden faydalanma gibi yönlerle genişlemeye açık.

Kitchen Cosmo, mutfakta teknolojinin nasıl daha duyarlı, sürdürülebilir, yaratıcı ve insani bir hâl alabileceğine dair bir bakış açısı sunuyor.

Görsel: Kitchen Cosmo