Bu yıl 5. kez düzenlenen sokak sanatları festivali Mural İstanbul, yerli ve yabancı birçok sanatçıyla bir araya gelerek Kadıköy sokaklarını renklendiriyor. Başta Yeldeğirmeni’ne özgü olarak Kadıköy Belediyesi’nin desteğiyle yola çıkan festival Yeldeğirmeni’nden çıkıp Kadıköy’ün diğer semtlerine taştıkça ismini de Mural İstanbul olarak değiştirmiş ve küresel basında da yer göstermeye hazırlanmış.
Biz de bu yıl festival kapsamında yer alacak 5 sanatçıyla röportaj yapıp işleriyle birlikte Bigumigu’da yer vereceğiz. Festival kapsamında eser üreten ilk sanatçı Power&Boundaries çalışmasıyla Arjantinli Chu oldu. Geçtiğimiz yıl yapılan eserleri ise buradan görebilirsiniz.
Nelerden ilham alıyorsun?
Chu: Bana en çok ilham veren iki öğe bilim ve gerçeklik. Bunların yanı sıra politika, sosyal sorunlar beni etkiliyor. Lisans eğitimimi bilim ve fizik üzerine aldım. Bu nedenle de bilimle karşı hala bir bağım var. Çalışmalarımda da fizik, manyetik, abstrakt şekiller kullanıyorum. Bir inşaat sırasında yüklesen bir yapı gibi düşünüyorum.
Ne yapacağına duvarı gördükten sonra mı karar veriyorsun önce mi?
Chu: Evet. Örneğin bu işte Mural İstanbul ekibi bana duvarın fotoğrafını gönderdi. Bu sayede neler yapabileceğimi ve imkanlarımı değerlendirme fırsatı buldum. Buraya gelirken de yanımda birkaç farklı eskiz getirdim ve hangisi üzerinden gideceğimi değerlendirdim. Ve ne yapacağıma burada karar verdim.
Çalışmana önceden onay alman gerekiyor mu?
Chu: Hayır. Sanatçıların kendini özgürce ifade etmesi gerektiğini düşünüyorum ve ben de bu özgürlük içinde çalışıyorum.
Bu işten nasıl para kazanılıyor?
Chu: Ben yaşamak için birçok farklı şey yapıyorum. Sadece mural sanatçısı değilim. Bunun yanı sıra resim ve heykel gibi birçok stüdyo işi ve animasyon da yapıyorum. Bu nedenle hayatımı devam ettirmek için hepsinden biraz kazanarak devam ediyorum. Kimi murallarımdan komisyon alıyorum kimi zaman da bazı eserlerimi satıyorum veya animasyon projelerinde yer alıyorum.
Bireysel projelerimin yanı sıra Doma isimli bir kolektif içinde yer alıyorum. Ve bu kolektif içinde geçirdiğim süre bireysel yolculuğumdan daha uzun. Bu nedenle kolektif içindeki dinamiklerimiz ve ekip iletişimimiz de daha güçlü. Hem bireysel hem de kolektif içindeki işlerle birlikte hayatımı sürdürüyorum. Kendi adıma ürettiğim çözüm bu şekilde ve yaşamamı sağlıyor. Kimileri tek bir iş yaparak bunu sağlayabilirken benim için bu geçerli değil.
Eserlerin daha önce nasıl tepkiler aldı?
Chu: Sokaklarda çalışmaya başladığımda büyük karakterler yapıyordum ve bilinen isimleri yapıyordum. Animasyon eğitimiyle birlikte de bu karakterlerin hareketlerini kurgulama konusunda kendimi geliştirmeye başladım. Buenos Aires’de çalışmaya başladığımda, orada hiç duvar resmi yoktu. Oldukça gri bir şehirdi. Birkaç duvar resmi yer alıyordu hatta görece etkileyiciydi de. Fakat neredeyse tamamı politik amaçlarla duvara işlenmişti. Bu mesaj kaygısı da renksizliği beraberinde getiriyordu.
Ben de karakterler üzerine çalışmaya ve çok sayıda renk kullanmaya başladım. 2006’dan 2007’ye kadar bu temaya yoğunlaşmıştım. Sonrasında ise karakterler üzerine çalışmayı bırakıp bilim ve fizikten ilham alarak abstrakt konular üzerine yoğunlaştım.
Nasıl tepkiler seni mutlu ediyor?
Chu: Genellikle eserlerimde güçlü şekiller ve renkler kullanıyorum bu da insanlar üzerinde güzel hisler yaratıyor. Polis veya kolluk kuvvetleriyle de hiç sorun yaşamadım. Bu dostane tavırlar ve renklerin dili de her zaman için olumlu olmayı sağladı. Seyahat etmeye başladığımda ise dünyanın farklı kültürleriyle karşılaşmaya başladım. Örneğin burada iki gündür boyuyorum ve insanlar renkleri görerek bizi görerek fotoğraf çekiyor gülümsüyor.
Türkiye’ye ilk gelişin mi?
Chu: Hayır ikinci gelişim. İlk kez 2011’de Re-Bomonti Street Art Festival için gelmiştim. O gelişimde Türkiye’deki sokak sanatçılarıyla tanışma fırsatım oldu. O günden bugüne iletişimi koparmadık ve bu yıl da Mural İstanbul için buraya çağırdığılar.
Takip ettiğin, birlikte çalıştığın sokak sanatçıları kimler?
Chu: Sokak sanatı dünyası iş birliklerine çok açık. Buenos Aires’te kolektif duvar resimleri yapıyorduk. Bununla beraber yurt dışında da ortak çalışmalar yaptığım isimler oldu. Buenos Aires’te birçok kez birlikte iş yaptığım sanatçılar arasında Tec ve Defi geliyor. Bu ikiliyle yıllarca birlikte duvar boyadığım için benim kardeşim gibiler.
Yurt dışındaki sanatçılara baktığımda ise Türkiye’den Cins, Fransız sanatçı El Tono, İtalya’dan Blu, Barselona’dan Sixe, Brezilya’dan Lelo şu anda aklıma gelenler. Ancak daha pek çok kişinin işini beğenerek takip ediyorum.
Görsel: Chu, Mural İstabul, Kadıköy Belediyesi, Bigumigu