Human Flow, Çinli sanatçı, aktivist ve film yönetmeni Ai Weiwei’nin ilk uzun metrajlı filmi. Küresel mülteci krizini ele alan filmin ilk gösterimi önümüzdeki günlerde Venedik Film Festivali’nde yapılacak. Film; ABD’deki dağıtım haklarını satın alan Amazon Studios aracılığıyla sonbahar itibariyle Amerika’daki sinema salonlarında ve akış platformlarında da izlenebilecek.
Çoğunlukla Midilli Adası’nda çekilen belgesel, 23 farklı ülkedeki 40 mülteci kampından çekimler ve röportajlarla bu insani krizin en çarpıcı şekilde gözler önüne seriyor. Sefalet, savaş ve iklim değişikliği gibi nedenler yüzünden evlerini terk etmek zorunda kalan göçmenlerin karşılaştıkları zorluklar ve hayatta kalma çabaları film boyunca gösteriliyor.
Filmin mülteci krizini ele alması aslında yönetmeni düşünüldüğünde bir tezat da teşkil ediyor. Zira filmin konusu evinde yaşamak isterken yaşayamayan insanlar, yönetmeni ise ülkesinden çıkmasına izin verilmeyen bir sanatçı zira Çin hükümeti senelerce Ai Weiwei’nin pasaportuna el koymuş ve seyahat özgürlüğünü kısıtlamış. Dolayısıyla, kendi gerçekliği ve mültecilerin gerçekliğinin birbirine bu kadar karşıt olması güçlü bir ironi yaratıyor. Hükümetlerin ve politikaların insanların hayatına nasıl dokunduğunu farklı açılardan gösteriyor.
Ai Weiwei için “Human Flow” kişisel bir yolculuk, insanlığın günümüzdeki yaşam koşullarını anlama çalışması. Aynı zamanda insan haklarına dair; anlayışı, şefkati ve hoşgörüyü artırmaya dair bir çaba. Mülteci krizi, Ai Weiwei’nin yakın zamanlı çalışmalarının ana teması. Bu film, Prag’da sergilenen şişme bot temalı yerleştirme çalışması “Law of the Journey”in de devamı niteliğinde. Berlin ve Viyana’da binalara giydirdiği can yelekleri de aynı temanın yansımaları.
Görsel: IMDB