Küresel pazar verilerini ve reklam uygulamalarını analiz eden Warc, geçtiğimiz hafta yayınladığı Toolkit 2017 ile önümüzdeki yıl pazarlamacı ve markaları bekleyen trendleri değerlendirdi. Deloitte Digital işbirliğiyle hazırlanan rapor pazarlama stratejileri, medya planlama ve içerik geliştirme açılarından 2017 yılı için öngördüğü trend ve engelleri 6 ana başlık altında topluyor:
1. Teknoloji: Yapay zekanın pazarlama dünyasındaki uygulamaları
Veri toplama ve analizi konusunda yapay zeka daha hızlı, daha verimli ve mailyeti daha düşük sonuçlar vaad ediyor. Ayrıca, satın alma sürecinde yapay zeka ve nesnelerin interneti gibi teknolojilerin süreci etkileyebileceği düşünüyor. Dolayısıyla yapay zekanın sohbet botları, kişisel asistanlar, mecra satın alma ve içgörü toplama gibi konularda etkisinin artacağı bekleniyor. Teknoloji henüz henüz gelişme aşamasında olmasına rağmen araştırmaya katılan pazarlama yöneticilerinin %55’i yapay zekanın iletişim ve pazarlama üzerinde sosyal medyadan daha büyük etkisi olacağını düşündüğünü gösteriyor.
2. Marka deneyimi: Sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik uygulamalarının yeni işlevleri
Maruz kaldığımız reklamlar arttıkça ve insanlar pazarlama ya da reklam mesajları almaktan kaçmaya yöneldikçe marka deneyimlerinin de değeri artıyor. Uzun yıllardır gündemde olan sanal gerçeklik bu ortamda duygusal ve deneyimsel bir fayda sunan bir pazarlama aracı olarak öne çıkıyor. Dünya çapında heyecanla karşılanan Pokémon Go gibi uygulamalar da artırılmış gerçekliği öne çıkarırken, sanal ile gerçek dünyayı birleştirerek ürün faydasını deneyimletmeye yönelik potansiyel faydalar sunuyor.
3. İçerik: Sosyal mecralarda video kullanımı
Sosyal platformlarda video kullanımı, giderek kazandığı ivmeyi 2017’de devam ettireceğe benziyor. Markalar sosyal mecraları yayın yaptıkları alanlara dönüştürüyor. Bu anlamda nitelikli, duygusal parallelik kuran ve etkileşimi artıran sosyal videolar markalar için büyük potansiyel taşıyor. Tüketicinin ilgisini yakalayabilmek için kullanmak için ilk 3 saniye çok değerli. Facebook video konusunda başı çekerken Twitter ve Snapchat de onu izliyor. Ancak, videoların etkisinim doğru ölçümlenebilmesi dijital strateji geliştirmek açısından kaçınılmaz. Bu da pazarlamacılar açısından 2017 yılında üzerinde çalışılması gereken bir zorluk.
4. Sosyal: Sosyal medyanın karanlıkta kalan yüzü ve mesajlaşma uygulamaları
İnsanlar günden güne sosyal platformlarda sosyalleşirken pek çok platform da kapalı hale dönüşüyor. Sosyal medyanın karanlıkta kalan yüzü diyebileceğimiz kısımda etkileşim çok ama dışarıdan görünmüyor, izlenmiyor, ölçümlenemiyor. RadiumOne tarafından yapılan bir araştırmaya göre, sosyal paylaşımların %84’ü WhatsApp gibi mesajlaşma uygulamaları gibi karanlıkta kalan uygulamalar üzerinden yapılıyor. Oysa marka harcamalarının %90’ı açık platformlara yönelik. Bu durum içgörülere ulaşmak açısından markalar ve pazarlamacılar için bir soruna ve kaçırılmış fırsatlara işaret ediyor. 2017’de de mesajlaşma uygulamalarının sosyal etkileşimi kişisel iletişim alanlarına taşımaya devam edeceği öngörülüyor. Sohbet botlarının önem kazanması bu anlamda da değerlendiriliyor.
5. E-Ticaret: Tüketiciye doğrudan ulaşma fırsatı
Özellikle hızlı tüketim ürünleri alanındaki pek çok marka tüketicileriyle doğrudan iletişim kurma fırsatı arıyor. Mobil iletişim gücünü artırırken Uber ve AirBnb gibi yenilikçi uygulamalar, markalı sosyal platformlarda yaratılan etkileşim ve abonelik hizmetleri devreye giriyor. Ani satın alma kararlarını tetikleyen ve doğrudan satın almaya yönelik Amazon Dash gibi hizmetler popülerleşirken araştırmalara göre tüketiciler bu konuda endişelerini ifade ediyor; bunlarla kendilerini güvende hissetmiyorlar ve satın alma konusunda kontrollerini yitirdiklerini düşünüyorlar. Dolayısıyla 2017, markalar açısından bu tarz hizmet ve uygulamalar açısından deneme-yanılmalarla geçecek gibi görünüyor.
6. Yatırım Getirisi: Dijital çağda verim
Belli başlı reklamverenler satışları artırmak için hedefe yönelik dijital stratejiler yerine kitlesel erişimi tercih etmeye başlıyor. Procter & Gamble’ın Facebook’taki hedef kitle reklamlarını açıkça sorgulaması dijital mecraların etkisini tartışmaya açıyor. Bunun yanı sıra, araştırmalar markaların sosyal platformlarda kısa vadeli çözümlere fazla yatırım yaptığını ve uzun vadede verimi ve yaratıcılığı ihmal ettiğini söylüyor. Warc’ın Cannes Lions kazanananlar incelemesi büyük bütçeli, kitlesel işlerin reklam verimi anlamında öne çıktığını gösteriyor. 2016 kazananları çoğunlukla daha geleneksel mecraları kullanan işler, yani büyük etkiyi yaratan hala büyük işler gibi görünüyor. Dolayısıyla, tüm bunlar 2017’de yükselen dijital çağın getirdiklerinin yanı sıra geleneksel mecraların da önemini koruyacağına işaret ediyor. Aynı zamanda dijital çağda kısa vadede hızlı etkiye odaklanmak yerine yaratıcılığın korunmasının da önemini vurguluyor.
Raporu özetlemek gerekirse Deloitte Digital adına konuşan Dijital Pazarlama Başkanı Jason Warnes, 2017 için üç önemli engel gördüğünü söylüyor: Pazarlama deneyimini tüketiciler açısından en iyi hale getimek; pazarlama teknolojilerini kullanarak tüketici deneyimini otomatikleştirmek ve kişiselleştirmek; yeni hizmet ve deneyimleri hızla belirleyip geliştirerek tüketici deneyimini iyileştirmek.
Görsel: Warc, basın bülteni