Yeni Delhi merkezli bir mimar ve Ant Studio’nun kurucusu olan Monish Kumar Siripurapu tarafından yaratılan Beehive sistemi; firmanın sanat, mimari, teknoloji ve doğayı bütünleştirme konusundaki tutkusunu ve uzmanlığını ortaya koyuyor. Ülkede ve özellikle de Yeni Delhi’de sıcaklıklar bu yaz 50 °C dereceye dayanmışken Beehive malzeme ve fizik avantajlarını kullanarak düşük maliyetli, geleneksel destekli bir soğutma sistemi sunuyor. Tasarım, hiçbir şekilde elektrik veya kimyasal bir madde kullanımı içermiyor.
Dış mekanlar için de ideal ve estetik bir çözüm
Beehive sistemi, yüzyıllardır kullanılan bir teknik olan evaporatif (buharlaşma yoluyla soğutan) soğutma prensibiyle çalışıyor. Sistemde, su buharlaştıkça serinletici bir etki yaratmak için suya batırılmış toprak kaplar kullanılıyor. Bu doğal süreç, saksılar üzerinde havanın temizlenmesine yardımcı olan biyofilm oluşumuyla güçlendirimiş. Beehive’ın modüler tasarımı yalnızca sıfır plastik ve sıfır emisyon değil, aynı zamanda estetik açıdan da hoş bir görünüm sağlıyor. Bu da onu kentsel ortamlardaki dış mekanlar için ideal bir çözüm haline getiriyor.
Toprak kapların soğutma özelliği insanlık tarihinde uzun zamandır biliniyor ve kullanılıyor. Mısırlılar serin hava için gözenekli su kapları kullanmışlar. Romalılar da evlerinin veya çadırlarının kapılarına ıslak kalın malzemeler asarak benzer bir konsept kullanıyordu. Zengin olanlar ise aşırı sıcak havalarda sıcaklığı azaltmak için evlerinin duvarları boyunca su taşıyan yapay bir kanal inşa ediyordu. Beehive için geçmişten gelen bu fikirler analiz edilmiş ve daha sonra çağdaş ihtiyaçlara uyarlanmış.
Yukarıdaki videonun açıklama kısmında şu ifadeler yer alıyor: “Yeni Delhi merkezli bir mimar olan Monish Siripurapu, arı kovanının yapısından ilham alan ve gelişmiş hesaplamalı analiz ve modern kalibrasyon teknikleriyle özelleştirilmiş bir biyomimikri soğutma sistemi yarattı. Cihaz, buharlaşmalı soğutmayı kolaylaştıran toprak konilerden suyu geçiriyor.”
Ödüllü tasarım “Behive”, fabrikalar ve yeni yapılar da dahil olmak üzere 20 farklı lokasyona başarıyla kuruldu
Beehive’ın en önemli özelliği sıfır plastik ve sıfır emisyonlu tasarım olması. Toprak çömleklerin kullanımı, Anadolu’da olduğu gibi Hint kültüründe de derinlere dayanıyor. Bu tür çömlekler yüzyıllardır suyu serin tutmak için kullanılmış, Bu da zanaatın Hindistan’da kolayca bulunabilmesini ve tanınmasını sağlamış.
Beehive projesi, çevresel faydalarının yanı sıra ölmekte olan çömlekçilik sanatını da canlandırmayı amaçlıyor. Ant Studio, pişmiş toprak konileri inşa etmek için yerel zanaatkârları görevlendirerek istihdam fırsatları yaratıyor ve geleneksel işçiliği destekliyor. Bu yaklaşım yalnızca Beehive sistemi için yüksek kaliteli bileşenlerin oluşturulmasını sağlamakla kalmıyor. Aynı zamanda kültürel mirasın korunmasına ve yerel toplulukların ekonomik refahına da katkıda bulunuyor.
Beehive’ın dikkate değer bir versiyonu, Noida’daki Deki Elektronik fabrikasında hayata geçirilmiş. Fabrika, girişindeki jeneratör setinin ürettiği aşırı ısı sorunuyla karşı karşıya kalmış. Bu durum, sağlık açısından risk oluşturuyormuş ve işçilerin de verimini azaltıyormuş. Ant Studio’nun Beehive sistemi bu soruna ekonomik ve etkili bir çözüm sağlamış.
Beehive hava soğutma sistemi, Asia-Pacific Low-Carbon Lifestyles Challenge’ı (Asya-Pasifik Düşük Karbonlu Yaşam Tarzı Yarışması) kazanarak ve UN Environment’tan 10.000 ABD doları tutarında hibe kazanarak uluslararası tanınırlık kazanmış. Bu ödül, sistemin soğutma çözümlerinde dünya çapında devrim yaratma potansiyelinin altını çiziyor. Ant Studio, Beehive’ı fabrikalar ve yeni yapılar da dahil olmak üzere 20 farklı lokasyona başarıyla kurmuş. Yerel çömlekçilere ve zanaatkarlara dayanan üretim sürecini standartlaştırmadaki zorluklara rağmen, girişim Hindistan’da hem sanatçılara hem de enerji öncülerine ilham vermeye devam ediyor.
Benzer yaklaşımla tasarlanan sıra dışı ısıtma ve soğutma sistemlerine daha önce de yer vermiştik. Bu haberlere buradan göz atabilirsiniz. İçlerinden en yaratıcı olan örnekleri ise aşağıda görebilirsiniz.
Görsel: Ant Studio