Çağdaş porselen heykeller, beklentinin çok ötesinde bir yaratıcılığa sahip olabiliyor. Melis Buyruk’un bitki, hayvan ve insan formlarını birleştirdiği heykelleri bunun en başarılı örneklerindendi. Geng Xue ise Çin halk edebiyatını ve geleneksel porselen estetiğini birleştirerek tuhaf heykeller yapıyordu. Sophie Woodrow da tuhaflıkla porselen dünyasını en yaratıcı şekilde bir araya getiren sanatçılardan.
Doğa ve kültür arasındaki çizgiyi bulanıklaştıran karakterler
Sophie Woodrow‘un porselen figürler topluluğu; esrarengiz melez bedenlere, tuhaf kostümlere ve sayısız doğaüstü detaya sahip. Bristol’de yaşayan ve çalışan sanatçı; bu narin ve beyaz malzemeyi doğa ve kültür arasındaki çizgiyi bulanıklaştıran karakterlere dönüştürmüş. Genellikle figürlerin vücut özelliklerini, kostümünden veya aksesuarlarından ayırt etmeyi zorlaştıracak şekilde yapılandırıyor. Örneğin dev bir fiyonk bir boğayı sarıp sarmalıyor. Bulut benzeri bir kafaya sahip olan bir başka figür ise damarlardan oluşan bir vücut üzerinde duruyor. Normal görünümlü bir kadın bedeninin ise çok sayıda kafası bulunuyor. Omuzlarının üzerinde birer trompet hunisi olan “Hearing Trumpet” isimli figür ise (aşağıdaki fotoğrafta, soldaki figür) Leonora Carrington’ın aynı adlı romanına bir selam niteliğinde.
Woodrow, eserlerinde sürekli olarak sanat tarihine atıfta bulunuyor. Sanatçı şu sıralar vahşi manzaraları insanın ehlileştirme dürtüsüyle karşılaştıran bir seri üzerinde çalışıyor. Yeni çalışmalarını Instagram’ı üzerinden takip edebilirsiniz.
Bu gönderiyi Instagram’da gör
Bu gönderiyi Instagram’da gör
Görsel: Instagram