Moda tasarımını bilim ve teknolojiyle harmanlayan tasarımcılar, insanın duygusal durumuyla etkileşim halinde olan giysiler yaratıyor. Renk teorisiyle psikolojiyi birleştirerek giyen kişiyi sakinleştiren kapüşonlu Baker Miller Pink Hoodie bunun en güzel örneklerinden biriydi. Çokdisiplinli tasarımcı Iga Węglińska ise sağlık alanında kullanılan ve biyo geri bildirim (biofeedback) olarak adlandırılan bir tekniği kullanarak duygularla etkileşim halinde olan 2 yeni giysi tasarladı. Bu projesini de Emotional Clothing olarak adlandırılıyor.
Duygusal protez gibi giysiler tasarlamak
Biofeedback vücudun fiziksel fonksiyonları hakkında daha fazla farkındalığa sahip olmaya ve bu fonksiyonları daha iyi kontrol etmeye yardımcı bir teknik. Akıllı malzemelerden yapılmış ve vücut ısısı, galvanik cilt tepkisi, kalp atış hızı ve propriyosepsiyon (iç algı) gibi unsurlara yanıt veren tasarımlar, bilişsel katılımı ve farkındalığı uyandırmayı amaçlıyor. Giysiler, kullanıcının vücudunda meydana gelen psikofizyolojik değişikliklerin sinyallerini görsel olarak dışarıdan gösteriyor.
Tasarımlar, tek yönlü ve çift yönlü geri bildirim kullanarak insan vücudu için duyusal bir protez görevi görürken, aynı zamanda giysinin rolü ve işlevi üzerine yeni bir tartışmayı başlatmayı hedefliyor. Kullanılan malzemeler, insan cildinin sahip olduğu bilgelikle ileri teknoloji dünyası arasında bir nevi köprü oluşturuyor.
Iga Węglińska bu tasarımları, Krakow’da Endüstriyel Tasarım Güzel Sanatlar Akademisi’nde yaptığı “Human–Object Interaction. Textiles – New Technologies” başlıklı doktora tezinin bir parçası olarak hazırlamış. Doktora tezinin amacı, giyimde akıllı malzemelerin kullanımının, kullanıcının ‘katılım duygusunun’ gelişmesinde önemli bir rol oynadığını göstermekmiş. Aynı zamanda da giyim deneyimini genişletmek için kullanılabileceğini ortaya koymakmış.
Tezde sunulan tasarım önerisi; Tasarım Andy Clark ve David Chalmers’ın, maddi nesnelerin düşüncemizin bir kısmını ele geçirdiğini ve algılama sürecinde kullanılan dış unsurlar olarak ele alınabileceğini varsayan genişletilmiş zihin teorisine dayanıyor. Proje öncesinde homojen bir katılımcı grubu üzerinde bilişsel, sosyolojik, ampirik ve pilot materyal araştırması yapılmış.
Görsel: YouTube