Bu başlık, yapay zekayla ilgili okuduğum en ufuk açıcı kitap olan Yaşam 3.0’ın alt başlığı. Max Tegmark’ın kitabındaki en büyük çıkarımlarımdan biri şu: İnsanoğlu yapay zekanın geleceğini tartışırken bir yandan da insan olmanın anlamını keşfedecek.
Yapay zekanın reklamcılığı nasıl etkileyeceği üzerine bir süredir kafa yoruyorum. Sektörde, önümüzdeki yıllarda veri analizinden tasarıma, fikir geliştirmeden araştırmaya her konuda yapay zekanın etkilerinden bahsediyor olacağız. Ama en önemlisi her bir alanda yapay zekanın işlevi tanımlanırken, insanların nasıl düşündüğü ve nasıl davrandığı da tanımlanacak. Bunlar arasında tanımlaması en zor olan ise yaratıcılık…
Yaratıcılık reklam sektörünün en değerli aracı, elindeki en büyük güç. Yaratıcı düşünme deyince akla hemen ‘kutunun dışında’ düşünme geliyor. Hayal gücünden beslenerek sınırlar olmadan düşünebilme, herkesin kolayca yapabildiği bir iş değil. Yaratıcı düşünme pratiğini kazanmış insanlar iş hayatında süper güçlere sahip ayrı bir ırk gibi duruyorlar.
“Kitaplar, filmler, sanat eserleri ve reklamlarda gördüğümüz bu modelleri şimdilik sezgisel bir şekilde kullanıyoruz.”
Ben de 20 yıldır yaratıcı insanlarla çevrili bir endüstride çalışmaktan büyük keyif alıyorum, her gün beraber çalıştığım kişilerin düşünme tarzlarını gözlemliyorum. Bir yandan da dünyada öne çıkan, ödül alan reklam kampanyalarını analiz ediyorum. Hepsinin temelinde belirli yaratıcılık modelleri olduğunu görüyorum. Kitaplar, filmler, sanat eserleri ve reklamlarda gördüğümüz bu modelleri şimdilik sezgisel bir şekilde kullanıyoruz. İşte bu modelleri farkına varıp sezgisel değil bilinçli bir şekilde kullanmak, işimizi daha iyi yapmamızı sağlayacak. Yapay zeka yerine insan yaratıcılığının daha etkili ve etkin kalmasına yardımcı olacak.
Yapay zekanın en iyi olduğu konu ‘pattern recognition’, yani büyük veri içerisinde tekrarlanan modelleri ortaya çıkarmak. Teknoloji, insanların tespit etmesinin uzun zaman ya da efor alacağı modelleri, daha hızlı ve etkili bir şekilde keşfediyor. Yapay zeka çağında insan olmak da, hayatın her alanında bize pratiklik kazandıran modellerin farkına varmak ve o modelleri daha etkili bir şekilde kullanmaktan geçiyor. Bir yandan hepimiz yaptığımız işte yapay zekadan nasıl faydalanırız, en hızlı şekilde bunu öğreniyor olacağız. Diğer yandan da yaptığımız işleri yapay zekaya gerek kalmayacak şekilde yapmayı öğreneceğiz.
2020’nin Mart ayında düzenlenecek SXSW Festivali’nde işte bu konuyu ele almak istiyorum. TBWA’in EMEA / Avrupa, Ortadoğu ve Afrika Bölgesi İnovasyon Direktörü Noah Khan ile festivalde konuşma yapmak için oylamaya katılıyoruz. Tüm dünyadan en çok oyu alan konuşmalar seçiliyor. Siz de oy verip bu konuyu daha detaylı inceleyebilmem için destek olursanız sevinirim. 23 Ağustos Cuma son gün Her bir oy, yapay zekaya karşı insan yaratıcılığını destek için verilmiş bir oy demek. 🙂
SXSW 2020’de Algorithms of Human Creativity oturumuna buradan oy verebilirsiniz.